SES üyelerinin tutukluluğuna devam kararı 2022-10-03 16:58:59     ANKARA - SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in tutuklu olduğu 8 SES’li hakkında görülen duruşmada mahkeme heyeti, Selma ve Gönül’ün tutukluluğunun devamına karar verdi.   Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in tutuklu olduğu 8 SES’li hakkında “örgüte üye olmak”, “örgüt yönetmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davanın 3’üncü duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Selma Atabey ve Rona Temelli Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katılırken diğer tutuklu üye Gönül Erden ve tutuksuz yargılanan üyeler Bediye Yorgun, Belkıs Yurtsever, Erdal Turan, Ramazan Baş, Fikret Çalağan mahkemede hazır bulundu   Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada avukatlar, müvekkillerinin dosyasına ilişkin taleplerini iletti.    Her celsede sürpriz tanıklar   Avukat Öztürk Türkdoğan, SEGBİS ile bağlanmak isteyen tanık Kerem Gökalp’in adil yargılama çerçevesinde salonda dinlenmesi gerektiğini belirterek, “Tarafların olmadığı sadece mahkeme heyetinin olduğu bir duruşmayı duruşma diye nitelendirilmesi hukuka aykırı. Tanık sorgulama hakkımızı kullanma bakımından mahkeme heyetlerinin bundan vazgeçmesi gerekir. Biz sürekli karşımıza ne çıkacak diyoruz. Her celsede sürprizle karşılaşıyoruz. Gizli tanık beyanları gelip duruyor. Mahkeme heyeti bu talepleri reddederek bundan vazgeçilmeli. Aynısı Kobanê Davası’nda da karşımıza çıkıp duruyor.  Kerem Gökalp burada dinlemelidir” ifadelerini kullandı.     10 yıllık BTK kayıtları   Öztürk dosyada yer alan BTK kayıtlarına ilişkin şunları söyledi: “Dosyaya sürekli olarak kayıtlar gönderiliyor, 2010 yılından beri olan kayıtlar var. BTK kanunen kayıtları, trafik bilgilerini 2 yıl, görüşme kayıtları en fazla 1 yıl saklayabilir. Buna bakınca 2010 yılından veri kayıtları nasıl elde tutuluyor? Yok edilmesi gereken kayıtlar nasıl dosyaya sunuluyor. Biz bu kayıtlara nasıl güvenebiliriz? Yok edilmesi gereken kayıtları elinde tutanlar kanunen cezalandırılmalıdır.”   Usulsüz fotoğraf teşhisi   Avukat Alişan Şahin ise fotoğraf teşhisinde tanıklara sorgulama açısından direkt tek bir fotoğrafın gösterilmeyeceğini, başka fotoğraflarla yan yana gösterilmesi gerektiğini söyledi. Alişan, Merdan Rüştü Ovalığolu’nun ifadesinin alınmasına ilişkin, “Bu çalışma o kadar özensiz ve pervasız, hukuka aykırı şekilde yapılmış ki, değil dosyaya almak bunu paçavra gibi yırtıp atmanız gerekir. Bu evrak delil listesinden çıkarılmalıdır. Fotoğraf kopyalanmış yapıştırılmış sunulmuş, bu delilin bir hükmü yoktur” dedi.     Mahkeme heyeti 5 dakikalık aranın ardından avukatların talebine ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme heyeti ara kararda, avukatların; BTK kayıtlarının dosyadan çıkarılması ve tanık Merdan Rüştü'nün dosyaya eklenen ifadesinin dosyadan çıkarılması talebini reddederek tanık Merdan Rüştü'nün daha sonra dinlenip dinlenmeyeceğinin belirlenmesine karar verdi. Karardan sonra Gönül Erden’i Kandil eğitim kamplarında gördüğünü iddia eden tanık Kerem, avukatların talebiyle duruşma salonuna getirildi.   Çelişkili ifadeler   21 Kasım 2019’da Habur sınır kapısında Türkiye'ye teslim olan Kerem, isimleri sayılan tutukluların hiçbirini isim olarak tanımadığını ifade ederek, Gönül’ü Haziran 2015 sonu Kandil’de gördüğünü iddia etti.  Gönül’ü tanıdığını iddia etmesine rağmen, KCK’nin Kandil eğitim kampında, ne yaptığını, görevini, faaliyetini ve adını bilmediğini söyleyerek çelişkili beyanlarda bulundu. 10 bin 114 fotoğrafın emniyette tek tek gösterildiğini ve sadece bazılarının toplu gösterildiğini doğrulayan Kerem, Gönül’ün fotoğrafının tek başına önüne koyulduğunu açıkladı.   ‘Tek bir ifade yüzünden 1 yıldır özgürlüğümden mahrumum’   Gönül, tanık Kerem’in ifadesinin yalan beyanlardan ibaret olduğunu dile getirerek, şu beyanda bulundu, “Hepsi yalan ve iftira, içeri girerken şöyle bir baktığında beni tanımadığı belliydi. Benim fotoğrafımı daha önce emniyette görmüş olmasına rağmen bile beni teşhis edemezdi beni tanıması mümkün değil, imkânsız çünkü bakışlarından belli. Tek tanıma sadece emniyette gösterilen fotoğraftan olabilir. 2015’te beni gördüğünü ne hikmetse hatırlıyor 1 buçuk yıl öncesini hatırlamıyor.  2015 yılının tamamında benim nerede olduğum ne yaptığım belli. Neredeyse bütün illeri sendika başkanı olarak geziyor ve haftada bir basın açıklaması düzenleyip etkinliklere katılıyordum. Hiçbir şekilde illegal yoldan, legal yoldan Kandil’e hiç gitmedim söz ettiği eğitimi hiç almadım. Ben SES eş başkanıyım Ankara Emniyeti de beni çok iyi tanır tam da bilir beni çünkü her gün sokaktayım. Tanınan bir kişiyim. Emniyetin bariz bir şekilde fotoğrafımı alıp önüne koyduğuna eminim. Ben salt bu ifade yüzünden 1 yıldır özgürlüğümden mahrum bırakıldım.”   Selma, SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Bağlantıda yaşanan sorunlar nedeniyle savunması sık sık kesildi ve savunmasını gerçekleştirmekte zorlandı. Selma, Berna adlı okul arkadaşının verdiği ifadeleri reddederek kendisini 1995 yılından beri görmediğini belirtti. Selma her dönem, emniyet tarafından yakın takiple izlendiklerini belirterek göz önünde olan insanlar olduklarını ve herhangi bir “örgütsel” faaliyet söz konusu olduğu takdirde bunun kesinlikle önceden tespit edileceğini söyledi.   Savcı mütalaasını açıklayarak, Selma ve Gönül’ün “kaçma şüphesiyle” tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.   ‘Bu bir kumpas davasıdır’   Savcının mütalaasını açıklamasının ardından tekrar söz alan Selma mütalaaya ilişkin, “Bu bir kumpas davasıdır. Somut delil denilecek tek bir şey bile yok. Bugün savunmayı gerçekleştirirken SEGBİS’ten kaynaklı bunu bile gerçekleştiremedim. Ankara’ya gelmek ve sonraki celselerde fiziken olmak istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.   ‘Yargıya olan inancımı kaybettim’   Mütalaaya ilişkin Gönül ise şunları kaydetti: “Yıllarca Kürt olmamdan, muhalif olmamdan ve kadın olmamdan kaynaklı mahkemelerle elbette karşılaştım ama bu tutukluluk ve bu düzenle ilk defa karşılaştım. Gün geçtikçe yargıya olan inancımı, adalete olan derin güvenimi kaybettim. Medyadan takip ettiğim kadarıyla, toplumunun büyük kesiminin de bu inancı kaybettiğini çok net görüyorum. Dosyamda sendikal faaliyetler dışında bir şey yok. Sendikal faaliyetlerim suç değildir, olamaz. Bugün niye tutukluyum diye sorduğumda, sadece tanık beyanı var. Fakat, ben sağlık emekçilerinin haklarını savunduğum, sağlığın ticarileşmemesi ücretsiz olması, anadilinde sağlık hakkını savunduğum ve bu ülkedeki kadın mücadelesini yürüttüğümden dolayı tutuklu olduğumu düşünüyorum. Sağlık emekçileri bugün bu mücadeleyi hala veriyor. Sendikal faaliyetlerim ve bütün bu mücadeleler bugün dosyama suç olarak girilmiş ve suç olarak görülmüş. Tahliyemi talep ediyorum. “   Duruşma ertelendi   Tüm beyan ve tanıkların çelişkili ifadelerine rağmen mahkeme heyeti, Selma ve Gönül’ün tutukluluk halinin devamına karar verdi.    Bir sonraki duruşma 26 Aralık tarihine ertelendi.