Aysel Tuğluk’un avukatları: Bir kez daha başvuru yapacağız

  • 23:00 12 Ağustos 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - AYM’nin Aysel Tuğluk hakkında verdiği karara dair açıklama yapan avukatları, “AYM, Sayın Tuğluk’un sağlık durumunun geldiği aşamayı gösteren çok sayıda belgeyi göz ardı edemeyerek gitgide daha ağır bir tabloya sahip olacağının ve tek başına hayatını sürdüremez duruma geleceğinin itirafını yaparken, insan hakları mekanizmalarının köklü içtihadının zorunlu kıldığı kararı ise vermekten imtina etmiştir” diyerek Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na Aysel’in infazının ertelenmesi için yeniden başvuru yapacaklarını duyurdu. 
 
Demans hastası Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Aysel’in infazının ertelenmesi yönündeki talebi reddederek hakkında tedbir kararı uygulanması yönündeki karara ilişkin basın açıklaması yayınladı.  
 
‘ATK raporları gerekçe gösterildi’
 
Aysel’in iki yılı aşkın süredir demans hastalığıyla mücadele ettiğinin vurgulandığı açıklamada, “Hastalığın ilk teşhisinin konulduğu Seka Devlet Hastanesinin ilk raporlarından bugüne, her yeni durum, belge, tıbbi raporlar ve mütalaalarla birlikte her defasında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına infaz ertelemesi için yaptığımız başvurulara ya uzun bir süre yanıt verilmemiş ya da ATK raporları gerekçe gösterilerek taleplerimiz reddedilmiştir. Oysa ki Sayın Tuğluk’un tek başına hayatını idame ettiremediğini gösteren çok sayıda özel bakım reçeteleri, TİHV ve İstanbul Tıp Fakültesi bilimsel mütalaaları, Cezaevi Hükümlü Değerlendirme Dışı Bırakma Kararları gibi çok sayıda belgeler ATK tarafından göz ardı edilerek, birbiriyle son derece ciddi çelişkiler barındıran raporlar hazırlanmakta ve Tuğluk’un infaz ertelenmesi için taleplerimiz sürekli reddedilmektedir. Demans hastalığının kronik ilerleyici hastalık olduğunu dikkate aldığımızda, bundan 1 buçuk sene önce ‘cezaevinde tek başına yaşamımı idame ettiremeyeceğini’ belirten Kocaeli Tıp Fakültesi adli tıp kurulunun raporundan bugüne hastalığın daha da ağırlaştığı, üzeri örtülemez bir gerçekliktir” denildi.  
 
‘Sağlık hakkına dair tedbir kararı verilmiştir’
 
Açıklamada, AYM’nin “…Adli Tıp Kurumu’nun ilgili ihtisas ve üst ihtisas kurullarının başvurucu hakkındaki tıbbi belge ve kayıtları inceleyerek yaptıkları değerlendirmelerde, tutarlı olarak, başvurucunun yaşamını yalnız idame ettirebileceği ve hastalığı nedeniyle infaz ertelemesi gerekmediği belirtilmiştir” şeklindeki beyanına yer verilerek tahliye taleplerinin reddedildiği ifade edildi. Ancak aynı kararda, “…Buna karşılık başvurucu hakkında düzenlenen tıbbi raporlar bir bütün halinde incelendiğinde başvurucunun maruz kaldığı nörolojik rahatsızlığın zamanla ilerleyebileceği ve devam eden süreçte bir başkasının yardımı olmadan zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz ve dolayısıyla ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez bir duruma gelebileceği ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır” ifadelerinin yer aldığı belirtilen açıklamada, “Çelişkili bir ifadeyle sağlık hakkına dair tedbir kararı verilmiştir” diye kaydedildi.
 
‘Belgeleri göz ardı edemedi’
 
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Kararda, ‘Tedbir kararı kapsamında başvurucunun tedavisine devam edilmesinin yanı sıra, nöroloji ve psikiyatri polikliniklerinde düzenli bir şekilde muayenesinin sağlanmasına, hastalığının seyri ve ilerleme durumuna göre belirli aralıklarla cezasının infazının ertelenmesi ve tahliyesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesine’ şeklinde tedbir talebimizin reddine dair değerlendirmesinin tam zıddı bir ifade de yer almaktadır. Öyle anlaşılıyor ki AYM, önüne sunulan dosyada Sayın Tuğluk’un sağlık durumunun geldiği aşamayı gösteren çok sayıda belgeyi göz ardı edemeyerek gitgide daha ağır bir tabloya sahip olacağının ve tek başına hayatını sürdüremez duruma geleceğinin itirafını yaparken, insan hakları mekanizmalarının köklü içtihadının zorunlu kıldığı kararı ise vermekten imtina etmiştir. AYM, kararda Tuğluk’un toplam 99 defa muayene edildiğini tespit ederken, ilgili süreci tekrar Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı ile ATK ‘ya teslim etmiştir! 
 
Ölümlere seyirci kalmak şeklinde özetlenebilir
 
Oysaki AİHM’in Gülay Çetin /Türkiye kararından da görüleceği üzere, ATK’nın konuyla ilgili tek uzman kurul olarak görülmesi hatalı bir yaklaşımdır ve sonuç açacağı durumlar işkence ve kötü muamele uygulamalarıdır. Kaldı ki ATK’nın on yıllardır politik hasta mahpuslarla ilgili verdiği hukuka, bilime ve etiğe aykırı raporlar sebebiyle yol açtığı ölümlerle ilgili bir sicili vardır ve maalesef bu sicil, ölümlere seyirci kalmak şeklinde özetlenebilir. 
 
Bir kez daha tahliye talep edeceğiz 
 
AYM kararı sebebiyle kararın muhatabı olan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına bir kez daha başvuru yaparak, Sayın Tuğluk’un infaz ertelenmesini ve ivedilikle tahliyesini bir kez daha talep edeceğimizi belirtiriz. Buna bağlı olarak Tuğluk, önümüzdeki günlerde tekrar ATK muayenelerinden geçirilecek ve bir kez daha ‘cezaevinde tek başına hayatını idame edip edemediğine dair’ bir değerlendirme yapılacaktır. Bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, beklentimiz, bilimin, hukukun, vicdanın gerektirdiği objektiflikte bir rapor hazırlanmasıdır. Unutmayalım ki, hukuk ve tarih önünde, altına imza attığımız her metinden sadece ve sadece kendimiz sorumluyuz.”