Saçları bayrak, ismi sembol Leyla…

  • 09:01 12 Mayıs 2022
  • Portre
 
HABER MERKEZİ - Kürt kadınların özgürlük mücadelesinde bir sembol haline gelen Leyla Qasim’ın katledilişinin üzerinden 48 yıl geçti. Ancak, Rojava’da, Şengal’de, dağlarda ve dünyanın her yerinde adı dilden dile dolaşıyor.
 
Her halkın özellikle de kadınların mücadele tarihlerinde sembol olan isimler vardır. Dilden dile kuşaktan kuşağa akıp gelmiş bir direniş geleneği yaratmışlardır. Bu gelenek hiç değişmedi. 
 
Dünya tarihinde böylesi örnekler olduğu gibi Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi tarihinde direniş geleneğinin oluşmasında rol oynayan kadınlar vardır. Bunlardan biridir Leyla Qasim. Irak’ta Saddam Hüseyin faşizmine karşı direnen Leyla Qasim, hem Kürt halkının hem de Kürt kadınların özgürlük mücadelesi tarihinde Leylalar geleneğini sürdürür. Kürtlerin Leylalarını yaratır adeta. İsmi sembol olur, saçları ise kendi deyimi ile bayrak…
 
Öyle ki katledilişinin ardından yüzlerce hatta binlerce Leyla doğar, adına şiirler, şarkılar şiirler yazılır. Tıpkı Cîgerxwîn’in şiirinde
 
“Şêr şêr e, mêr e yan jin e (Dişisiyle, erkeğiyle aslan aslandır)
Leyla çî ye? Leyla jin e (Leyla nedir? Leyla kadındır)
Leyla kî ye? Leyla min e (Leyla kimdir? Leylamdır)” dediği gibi.
 
Kimdir Leyla? 
 
Kürt kadın özgürlük tarihinde direniş geleneğinin oluşmasında tarihi bir rol oynayan Leyla Qasim, 1952 yılında Irak-İran sınırına yakın olan Xaneqîn kentinde Dalaho Qasim ve Kanî’nin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir. Kürt halkının topraklarının suni sınırlarla bölündüğü, mayınların döşendiği, tellerin örüldüğü bununla da yetinilmeyip, kimliğinin yok sayıldığı bir yüzyılda doğar Leyla. Gece yarısı gözlerini yaşama açtığı için adı Arapça “gece” anlamına gelen Leyla konulur. Göç ve yoksulluk ülkesinde hep “kader” olarak belletildiği için o da ailesi ile bundan payına düşeni alır ve Bağdat’a göç ederler.  Göç, yoksulluk, kimliksiz bırakma, parçalanmışlık bir de buna karşı mücadeleyi getirir. Ve Leyla da bunun kader olmaması gerektiğini anlar, mücadeleye başlar. 20 yaşındayken dahil olduğu Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) içerisinde Kürt sorunu, toplumsal eşitlik, kadın hakları üzerine yoğunlaşırken, bir yandan da kadınların haklarını ihlal eden, görmezden gelen yasalara karşı mücadeleyi esas alır.  Gördüğü sosyoloji eğitimi ile halkının gerçekliğini çözümlemeye, anlamaya çalışır. Bu yaklaşımı ile Bağdat Üniversitesi’nde okuyan Kürt öğrenciler arasında önemli etki yaratır. Irak’ta Saddam Hüseyin rejiminin Kürt halkına yönelik düşmanlığını ele alan makalesi sonrası rejimin hedefi haline gelir Leyla. 
 
Bu dönem aynı zamanda Saddam Hüseyin rejimi ve Mustafa Barzani arasında Hewlêr’in başkent olacağı, Kürtlerin 3 vilayetinin olacağına dair bir özerklik anlaşmasının imzalandığı süreçtir de. Ancak bu pratiğe geçirilmez ve Saddam, Kürtlere saldırır. 
 
Savaş, katliam, göçertme
 
Saddam Hüseyin’in Baas rejimi 1974 baharında Kürtlere karşı başlattığı savaşta birçok tutuklama ve katliam gerçekleştirilir ve birçok aile de Bağdat’tan çıkarılır, göç ettirilir. Halepçe, Qeladizê bombalanır, siviller katledilir. 
 
Saddam rejiminin Kürt halkına savaş açtığı ve katliamlardan geçirdiği bu süreçte Leyla ve arkadaşları da halkın sesini dünyaya duyuracak bir eylemliliği hazırlamaya koyulur. Uçak kaçırma eylemi fikri ile hazırlık yaparlar ancak girişimleri sonuçsuz kalır ve arkadaşları ile birlikte Saddam rejimine esir düşen Leyla ve arkadaşları. Esir düştüklerinde takvim yaprakları 24 Nisan 1974’ü gösterir. Ağır işkencelere rağmen geri adım atmaz, atmazlar. 
 
Özgürlük mücadelesi yürütenlere karşı tarihin her döneminde egemenlerin, diktatörlerin, faşist iktidarların, hegemon güçlerin “yargılamalara” yaklaşımı aynıdır. Leyla ve arkadaşları için de durum değişmez. Düzmece yargılama, sonucu başından belli olan karar… Ve Leyla ile arkadaşları idama mahkum edilir.  
 
‘Saç örgülerimden bayrak yapsınlar’
 
Karardan sonra ailesine haber verilir ve cezaevine giden anne, Leyla ile görüşme imkanı bulur. Annesinin başta bir tutsak adına gittiği Ebu Greyb Cezaevi’nde görüştüğü Leyla ile arasında bir konuşma geçer, Leyla şöyle der annesine: “Güzel annem; tasalanma, ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve Kürdistan için savaşıyorum. Dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını, ilkelerimden taviz vereceğimi zannediyordu. Hatta mücadeleden vazgeçmem için maddi tekliflerde bulundu. İstediğim okullarda öğretmenlik yapabileceğim vaadinde bulundu. Fakat ben bunları kabul edemeyecek kadar onurlu olduğumu, halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı, bu mücadele uğrunda idamı onurla karşıladığımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam'ın ne kadar zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç örgülerimden bayrak yapsınlar!"
 
Ve idam edilirler
 
Bu görüşme sonrasında takvimler 12 Mayıs 1974’ü gösterdiğinde Leyla ve arkadaşları Cevad Hemevendî, Nerîman Fuad Mestî, Hesen Heme Reşîd ve Azad Suleyman Mîran idam edilir. 
 
Sözleri dilden dile…
 
Leyla, idam edildiğinde 22 yaşındadır. İdam sehpasında dile getirdiği “Beni öldürerek yok edebilirsiniz ama benim ölümüm binlerce Kürd’ün uyanışı olacaktır” ve Ey Raqib Marşı’nı okuması bugün de dilden dile dolaşıyor. 
 
Leyla efsaneleşir, direnişi günümüze ulaşır. Kürt özgürlük hareketi ve Kürt kadınların özgürlük mücadelesi Leyla’nın direnişini sahiplenir, büyütür. Ve bugün Leyla’dan ve ardılları Leylalardan alınan mücadele tüm dünya kadınlarına ilham kaynağı olmuş durumda. Leyla Rojava’da, Kuzey ve Doğu Suriye’de,  Şengal’de, Maxmur’da, dağlarda, ovalarda ve dünyanın birçok yerinde binler, milyonların mücadelesinde, yüreğinde, bilincinde. Leyla artık sadece bir Kürt değil, o şimdilerde Arap, Türk, Fars, Süryani kadın… Avrupa’da, Amerika’da, Uzak Doğu’da… Nerede bir direniş varsa orada Leyla. Ve Leyla şarkılarda, şiirlerde hafızalara kazınarak yerini almış durumda.