Diyarbakır’dan seslendiler: Faşist düzene itaat etmiyoruz

  • 20:25 1 Temmuz 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasının birinci yıldönümünde Rojava Parkı’nda DAKAP öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, "Sürekli kışkırtılan erkek egemenliğine, militarizme, savaşa, sömürüye, cinsiyetçiliğe, devlet şiddetine, erkek şiddetine 'artık yeter' diyoruz!" dedi.
 
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasının birinci yıl dönümü dolayısıyla Kayapınar ilçesinde bulunan Rojava Parkı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. "Toplum için barış kadınlar için İstanbul Sözleşmesi" pankartı ve "Yaşasın kadın dayanışması", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" dövizlerinin taşındığı açıklamaya Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi avukatları, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (IHD) Diyarbakır Şubesi, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üye ve yöneticileri, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Rosa Kadın Derneği üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı.
 
Basın açıklamasını DAKAP üyesi Kıymet Yıldız okudu.
 
'Kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmediler'
 
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasının üzerinden bir yıl geçtiğini ifade eden Kıymet,  son bir yıl içerisinde kadınların her alanda sözleşmeyi savunduklarını söyledi. "Kadınlar mahkeme salonlarında, Danıştay’da İstanbul Sözleşmesi’ni savunarak vazgeçmemenin mücadelesini ve asla vazgeçmeyeceklerinin sözünü verdi” diyerek Danıştay’da görülen davalara işaret eden Kıymet, “Bizler bu mücadeleyi ortaklaştırıp büyütürken siyasal iktidar, ürettiği şiddetin dozunu her gün artırarak toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlere saldırdı. Kadın örgütlerine kapatma davası açtı, kadın aktivistlere ve kadın siyasetçilere gözaltı ve operasyonlarla caydırıcı yargısal tacizler uyguladı" diye ekledi.
 
Kadın bedeni üzerinden kirli politikalar yürütüldü
 
Son bir yıl içerisinde Türkiye'de kadınlarla ilgili yaşanan gelişmeleri sıralayan Kıymet, şunları belirtti: "Öldürüldük, çocuklar ve kadınlar istismara ve tecavüze uğradı, şüpheli kadın ölümleri yaşandı. Toplum daha çok yoksullaştı. Toplumu yozlaştırmak isteyen bu eril sistem, kadınları ve gençleri hedef alarak madde bağımlılığına ve zorla fuhşa yönlendirdi. Özel savaş politikalarıyla kadın ve çocuk bedeni üzerinden çok kirli politikalar üretti. İçinde ne olduğu bilinmeyen yargı paketleri Meclis Genel Kurulu’ndan hızla geçirildi. Kadın kazanımları, emekle, mücadele ile kazanılmış haklarımız yasal düzenlemelerle yontulmaya çalışıldı. Yaşamımızın her alanı, düşüncelerimiz, sözlerimiz, siyasal rejimin baskı politikalarıyla suçlulaştırıldı."
 
'Birçok kadın Kürt olduğu için katledildi'
 
Kadınları katleden veya şiddet uygulayan faillerin cezasızlık politikası ile korunduğunu dile getiren Kıymet, katledilen Deniz Poyraz, Garibe Gezer ve Pınar Gültekin örneklerini vererek Kürt kadınların hedefte olduğunun altını çizdi. "Biz kadınlar sürekli kışkırtılan erkek egemenliğine, militarizme, savaşa, sömürüye, cinsiyetçiliğe, devlet şiddetine, erkek şiddetine 'artık yeter' diyoruz!" diyen Kıymet, devletin savaş politikaları ve militarizmin erkekliği her gün yeniden arşa çıkardığını söyledi. 
 
Faşist düzene itaat etmiyoruz
 
Kürt illerindeki özel savaş politikalarına dikkat çeken Kıymet, “Kentlerimizde her an korucu, asker, bekçi, üniformalı, üniformasız, paramiliter veya MHP’li farketmiyor, gücünü devletten alan, nüfuzunu kullanarak, silahına güvenerek, Kürt düşmanlığı ve kadın düşmanlığı ile hareket eden, bu düşmanca bilinçle gönderilmiş, erkekler türetiliyor. Bu kişiler kadın ve çocuklara şiddetin her türünü reva görüyor ve cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Sadece Kürt oldukları için, özel olarak hedef seçilmiş kadınlar ve çocuklar üzerinde her türlü şiddet uygulama hakkını kendinde gören bu erkek egemen, faşist düzene asla itaat etmiyoruz! Kadın bedenini iktidar alanınız, sömürü alanınız olarak görmeyi bırakacaksınız. Kentlerimizde yaratmaya çalıştığınız paramiliter yapılanmaların tamamına itiraz ediyoruz!" diye konuştu.
 
'Rakamlardan ibaret değiliz'
 
Katledilen kadınların bedenlerine işkence yapıldığını belirten Kıymet, kadınların bahaneler üretilerek katledildiğini, taciz ve tecavüze uğradığını kaydetti. Kıymet, katledilen kadınların hesabını soracaklarını ifade ederek, “Rakamlardan ibaret değiliz. Kanıksamıyoruz! Alışmıyoruz! Reddediyoruz! Fakat unutmuyoruz, her güne eksilerek başlıyoruz! Erkek aklının öldürmek için ortaya attığı bahanelerle toplumun sistematik olarak duyarsızlaştırılmasına, kayıplarımızın sıradanlaştırılmasına itiraz ediyoruz! Hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz! Etmeyeceğiz!" şeklinde konuştu. 
 
Açıklama, "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Jin jiyan azadî" slogan ile alkışlarla son buldu.