Şîşemzînan’da kolektif üretim zamanı

  • 09:04 2 Haziran 2022
  • Yaşam
HAKKARİ - Şîşemzînan köyünde kolektif bir şekilde üretim yapan kadınlar, “Her şeye sürekli zam yapılıyor bu zamlara artık yetişemediğimiz için yağdan, una kadar kendimiz üretmeye çalışıyoruz” dedi. 
 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı, 40 hanesi bulunan Şîşemzînan köyünde, köy halkı doğa ile içe içe sürdürdükleri yaşamlarında hem üretiyor hem de ekonomik krizden kaynaklı topladıkları ot ve ürettikleri peynirleri satarak geçinmeye çalışıyor. Beyaz örtünün kalkmasıyla beraber bin bir doğal otu bağrında barındıran dağlar, ot toplayarak geçimlerini sağlayanlar için bereketiyle köy halkını ağırlıyor. Sabahın erken saatlerinde şehir merkezinden yola çıkan köylüler siyabo, çorin gibi otları topluyor.  
 
Toplanan otlar güneşte kurutulurken, birçoğu yöre halkı için geçim kaynağı olan otlu peynirde de kullanılıyor. Ot toplamayı bitiren kadınlar, ardından koyunlarını yaylalara götürerek, elde ettikleri sütten peynir, yoğurt yaparak şimdiden hem kışa hazırlanıyor hem de ev ekonomisine katkı sağlıyor. 
 
‘Koyunlarımızı yasaklı olmayan bölgelere götürüyoruz’
 
Köy yaşamının doğal ve güzel olduğunu söyleyen Hatem Engüder, koyunlarını, ‘güvenlik’ gerekçesiyle getirilen yasaklardan dolayı yasaklı olmayan bölgelere götürerek otlatmak zorunda kaldıklarını belirtti. Yolların yapılmaması ve köylerde suların kesik olmasından kaynaklı zorluk yaşadıklarını ifade eden Hatem,  “Kış hazırlıklarımız eskiden daha fazlaydı ama şartlardan kaynaklı köylerimizde var olan ile kış hazırlıklarına başladık. Şimdiden koyunlarımızı sağmaya başladık, elde ettiğimiz sütten peynir yapıyoruz. Yaptığımız peynirlerin yarısını kendimize saklıyoruz kalanları ise satıyoruz.  Maddi durumu kötü olanlar sütlerini satıyor ama maddi durumu biraz daha iyi olanlar kendilerine hazırlıyorlar” dedi. 
 
‘Eskiden daha güzeldi bir kısıtlama yoktu’
 
Bütün köy halkı ile birlikte kolektif bir şekilde koyunlarını sağdıkları yere sabah 05.00’da ya da 06.00’da geldiklerini dile getiren Gûle Aslan, bütün yaşamlarının bu şekilde üretim ile geçtiğini kaydetti. Gûle “Elde ettiğimiz sütü peynir ve yoğurt yapıyoruz. Peynirlerimizi şimdiden toprak altına gömüyoruz. Kış aylarında gömdüğümüz peynirler olduğunda ise çıkarıp tüketiyoruz. Bazen eve katkı olsun diye hazırladığım peynirleri satıyorum. Eskiden yaylalarımız daha güzeldi. Bir kısıtlama yoktu, istediğimiz gibi yaylarımızı geziyorduk ama şimdi öyle değil” ifadelerini kullandı.
 
‘Zamlara yetişemiyoruz’
 
Sabahın erken saatlerinde uyanarak işe koyulduklarına dikkat çeken Azime Engin de kolektif yaşamın köylerinde hala devam ettiğini; 10 gün boyunca üç eve süt sağdıklarını evin ihtiyacı bittiğinde başka bir ev için çalıştıklarını vurguladı. Azime, “Bizim yaptıklarımız hem doğal hem de temiz. Krizden kaynaklı insanlar çalışamıyor. Her şeye sürekli zam yapılıyor bu zamlara artık yetişemediğimiz için yağdan, una kadar kendimiz üretmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. 
 
Azime konuşmasının devamında şunları aktardı: “Sütleri mencelerin içerisine koyup eve götüreceğim. Evde de peynir mayasını koyup peynir haline getireceğim ardından peynir olduğu zaman kutuları koyup toprağa gömeceğim. Satın almak isteyen olursa satacağım, olmazsa da kış için toprağın altında bırakacağım. Bu dönem peynirlerin kilosunu 50 TL’den satacağız. Zamlardan kaynaklı bu fiyata veriyoruz ama bu fiyattan da çok kazanç sağlayamıyoruz.”
 
‘Yaptığımız her şey doğal ve sağlıklı’
 
Güneşin doğuşuyla birlikte uyandıklarını köydeki tüm kadınlarla birlikte yaylalardan gelen koyunları sağmaya gittiklerini ifade eden Feyruze Kutluk ise, “İşimiz sadece koyunları sağmak veya peynir yapmakla bitmiyor. Topladığımız otları kurutuyoruz, onları da kışa hazırlıyoruz. Kışın yakmak için odun topluyoruz. Baharda iş yükümüz daha da artıyor. Çok emek veriyoruz ama emeğimize değiyor. Yaptığımız her şey doğal ve sağlıklı”  sözlerini kullandı.
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!