‘İmralı tecridini kaldırın’

  • 12:50 27 Nisan 2024
  • Güncel
 
 
İZMİR - TJA öncülüğünde Aliağa Cezaevi önünde yapılan açıklamada, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm topluma sirayet ettiği vurgulanarak bir an önce kaldırılması istendi. 
 
İzmir’de Aliağa Ceza İnfaz Kurumu önünde Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde tecride karşı basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Barış Anneleri, Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, JinArt ve Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER) katıldı. Açıklamada “Tecride karşı özgürlük mücadelesi engellenemez. Düşman hukukuna son verin” yazılı pankart taşınırken sık sık “Bijî berxwedana zindanan”, “Zindanlarda direnen kadınlara bin selam” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. Açıklamayı kitle adına Aynur Gezici okudu. 
 
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için direniyorlar 
 
27 Kasım 2023 tarihinde “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Demokratik Çözüm” kampanyası kapsamında cezaevlerindeki tutsakların açlık grevlerine başladığını hatırlatan Aynur, “Siyasi tutsaklar, 4 Nisan’da yaptıkları yazılı açıklamada ise açlık grevi eylemlerini  ‘mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotlarına’ dönüştürdüklerini açıkladılar. Cezaevlerindeki tutsaklar; Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlanması, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için direniş içerisindeler” dedi.
 
İmralı’daki tecrit tüm topluma sirayet etti 
 
İmralı’da başlayan tecridin, bütün cezaevlerine yayıldığını ve toplumun her zerresine sirayet ettiğini ifade eden Aynur, “Ulus-devlet, tecrit politikalarını derinleştirerek  Kürt halkının ve Türkiye halklarının yaşadığı tüm toplumsal krizleri de derinleştirmekte ve toplumu nefessiz bırakmayı amaçlamaktadır. Tecrite karşı mücadele; savaşa, Kürt sorunun çözümsüzlüğüne, yoksulluğa, işsizliğe, kadın katliamlarına, ekoloji yıkımına karşı mücadeledir. Cezaevlerindeki yaşanan tecride karşı çıkmak faşizme, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı çıkmaktır. Toplumsal krizleri aşmanın yolu tecridi kaldırmaktan geçmektedir” şeklinde konuştu. 
 
‘Tecrit bir insan hakları ihlalidir’
 
Yüzde 61 engelli raporu olan 82 yaşındaki Makbule Özer’in, cezaevlerine para gönderdiği gerekçesiyle 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın, 65 yaşındaki Besra Erol’un ve 76 yaşındaki Hanife Arslan ilerleyen yaşlarına ve hastalıklarına rağmen tecrit politikaları sebebiyle tutuklandıklarını söyleyen Aynur, “Hasta tutsaklar, bugün bu tecritin bir sonucu olarak cezaevlerinde yaşamlarını yitirmektedirler. Tecrit bir insan hakları ihlalidir ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır” diye belirtti. 
 
Tutsaklar tüm baskılarına rağmen mücadele ediyor
 
Tecrit politikalarına karşı özgürlük  mücadelesi yürüten cezaevlerindeki siyasi tutsakların,  27 Kasım tarihinden bu yana her türlü  baskıya rağmen direnişlerini sürdürdüklerini vurgulayan Aynur, “İzmir Kadın Kapalı Cezaevindeki kadın arkadaşlarımızın  başlattıkları özgürlük mücadelesini engellemeye çalışanlar, disiplin cezaları ve  hücre cezaları ile arkadaşlarımıza tecrit içinde tecrit yaşatmaktadırlar.izmir Kadın kapalı cezaevinin yıllardır sürdürdüğü tüm faşizan uygulamalar, kadınların mücadelesini kırmaya, kadınları sindirmeye  dönüktür” diye ifade etti. 
 
‘İmralı tecridini kaldırın!’
 
Bu saldırıları kabul etmediklerini belirten Aynur, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Cezaevleri içerisinde de  cezaevleri kapılarında da şartlar ve koşullar ne olursa olsun bu uygulamalara karşı direnmeye devam edeceğiz. Kadın tutsakların hücre cezalarını derhal kaldırın ve bu uygulamalarınıza son verin. Siyasi tutsakların talebi milyonların talebidir. İmralı tecridini kaldırın, Kürt sorununun demokratik çözümünü sağlayın”