Ateşin sırrı: Newroz (3)

  • 09:01 18 Mart 2024
  • Dosya
 
Daha büyük ateşler yanacak: Ronahi-Berivan
 
HABER MERKEZİ - Newrozlaşan kadınlara Avrupa’da bir halka ekleyen Ronahi ve Berivan arkalarında bıraktıkları mektupta “Biz biliyor ve inanıyoruz ki, yaktığımız özgürlük ateşi, daha büyük ateşlerin yanmasına neden olacaktır” derken PKK Lideri Abdullah Öcalan’da onlara ilişkin “Ateşin sırrına erenler” tanımlaması yapar. 
 
Kürt halkının tarihinde önemli bir yer tutan, diriliş ve özgürlük anlamına gelen Newroz, Kürt kadınlarının mücadelesi ile farklı bir anlama dönüşmüştür. Zulme karşı direniş meşalesi olarak yakılan Newroz ateşlerini Kürt kadınlar özgürlük tutkusundan vazgeçilmezliğe çevirmiş, Newrozlaşan kadınlar kültürü oluşmuştur adeta. 
 
Newrozlaşan kadınlar olarak tarihte yer edinenlerdendir Ronahi (Bediye Taş) ve Berivan (Nilgün Yıldırım). 1990’larda Kürdistan’da gelişen özgürlük ruhu serhildanlarıyla kendini dışa vururken, Türkiye metropolleri de uyanmış, mücadeleye katılmıştır. Kürt halkının kendi topraklarından koparıldığı bir de Avrupa gerçekliği vardır. Avrupa ise halkları, kadınları, devrimcileri kendi değerlerinden kimliklerinden koparılma, uzaklaştırılma mülteci politikaları içerisinde eritme mekânlarına dönüştürülmek istenen bir mekândır. 
 
Newrozlaşan kadınlar Ronahi ve Berivan’ın 1994 yılı Newrozu’nda yaptıkları eylem tam da buna cevaptır. Kendi öz değerlerinden uzaklaştırılıp, kapitalist modernitenin yaşamı içerisinde kimliksizleştirmeye karşı bir duruştur. 22 Mart 1994 tarihinde başta Almanya olmak üzere Avrupa’da Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı geliştirilen saldırılara bir yanıt verirler. Mücadelenin Avrupa’da gelişmesi, Kurdistan’daki mücadele ile buluşturulmasının işaretini verirler. Mültecileştiremeye, kimsizlizleştirilmeye, öz değerlerinden koparılmaya yönelik politikalara karşı tutumun nasıl olması gerektiğini gösterirler. 
 
Rohani ve Berivan, Mannheim kentinde gerçekleştirdikleri eyleme ilişkin bıraktıkları mektupta tam da bunu anlatırlar. Ve eylemleri büyük bir etki yaratır, Almanya’da yetkililer büyük bir şok yaşar. Cenaze törenine katılımların engellenmesine rağmen 50 bini aşkın kişi katılım sağlar, Ronahi ve Berivan’ın vermek istediği mesaj yerini bulmuştur. Kurdistan, Türkiye ve Avrupa özgürlük mücadelesinin ortak ruhunda buluşmuştur. 
 
Peki kimdir Ronahi ve Berivan?
 
1972 yılında Mereş’e (Maraş) bağlı Elbistan ilçesinde dünyaya gelen Ronahi, 1979 yılında ailesi ile birlikte İsviçre’ye göç eder. Kardeşleri ile birlikte bir müzik grubu kuran Ronahi, babasının vefatından sonra müzik çalışmalarını bırakır. Ailesinin Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer almasından dolayı o da mücadele ile tanışır. Çalışmalara aktif olarak katılır. Basın çalışması yürüten Ronahi bir süre sonra da kadın çalışmalarında yer almaya başlar. 
 
Bêrivan ise Dersimlidir. Annesinin feodal namus anlayışından dolayı evden atılması ile halasına 6 aylık iken verilen Berivan 12 yaşında gerçeği öğrenir. Kendisi de çocuk yaşta evlendirilir ve Almanya’ya gönderilir. Almanya’da 6 aylık bir zaman içerisinde gördüğü şiddetten dolayı evi terk eder bir sığınma evine yerleşir, ardandan da abisinin evine yerleşir ve evliliğini sonlandırır. Arayışları Bervin’in yolunu özgürlük mücadelesi ile kesişmeye götürür. Bu şekilde kendisini özgürlüğe, mücadeleye adayan bir kadına dönüşür. 
 
Arkalarında mektup bırakırlar
 
Özgürlük mücadelesi ve arayışında buluşan, yolları kesişen Ronahi ve Berivan, Kürt halkına yönelik Avrupa’da yürütülen politikalara karşı Newroz’da eylem yapmaya karar verirler ve arkalarında bir mektup bırakırlar. Newrozlaşan iki kadının bıraktıkları mektup şu şekilde: "Alman devleti son aylarda düşmanlığını açık açık ilan etmiştir. Derneklerimiz kapatılmış, ulusal renklerimiz, ulusal bayraklarımız gasp edilmiş, onlarca yurtseverimiz tutuklanmış, gözaltına alınmıştır. Almanya, Türk ırkçılarının peşinden gitmektedir. Demirel-Çiller-Güreş kliğinin ya bitecek ya bitecek sözlerini ellerini ovuşturarak desteklemekte, kirli savaşın sürmesi ve Kürt halkının imha edilmesi için her türlü desteği sunmaktadır. Kürdistan'daki katliamlar, Almanya'nın verdiği silahlarla gerçekleşmektedir. Son olarak 1994 Newroz yürüyüşünde Almanya'nın çeşitli kentlerinde Kürt yurtseverlerine Hitler'i geride bırakacak uygulamaların gerçekleştirilmiş olması, bizim için bardağı taşıran son damla olmuştur. 
 
Özgür irademizle gidiyoruz
 
Cizre'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da uygulanan vahşette Alman devletinin çok büyük sorumluluğu vardır. Alman devleti bu yaptıklarıyla insanlık suçu işlemiştir ve bunun hesabını mutlaka verecektir. Diyarbakır zindanlarında üç kibrit çöpüyle Kürt halkına çıkış yolu gösteren Mazlum Doğan'ı, bu anlamlı çıkışa bedenlerini tutuşturarak cevap veren Ferhatları, Newroz, Newroz ateşi yakılarak kutlanır diyen ve Diyarbakır surlarında bedenini tutuşturan Zekiye Alkanları, özgürlük mücadelesinin neferleri olarak saygı ve minnetle anıyoruz. Onlardan devraldığımız bayrağın burçlara dikileceğinin çok yakın olduğunu görüyoruz. 'Ateşi söndürmeyin' diyen Necmilerin yolundan kendi özgür irademizle gidiyoruz. Emperyalizme ve sömürgeciliğe en büyük yanıt, bedenleri tutuşturularak verilir. Dün akşam İçişleri Bakanı Manfred Kanther'in 'Bundan sonra PKK'ye karşı tavrımız çok daha sert olacaktır.  PKK’liler şunu anlamalılar ki, her yerde serbest hareket edemezler' sözleri, kararımıza bizi bir adım daha yaklaştırdı. Biz biliyor ve inanıyoruz ki, yaktığımız özgürlük ateşi, daha büyük ateşlerin yanmasına neden olacaktır. Bedenlerimiz, düşüncelerimiz Kürt halkına ve bütün insanlığa armağan olsun."
 
'Ateşin sırrına erenlerin' mektubunu değerlendirdi
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ronahi ve Berivan’ın eyleminin ardından onlar için “Ateşin sırrına erenler” tanımlaması yaparak değerlendirme yapar. Abdullah Öcalan, Ronahi ve Berivan için şu değerlendirmeyi yapar: "Avrupa'daki Newroz şehitlerimizin bıraktığı bazı mektuplar var. Bunların üzerinde biraz durulmaya değer. Berivan (Nilgün Yıldırım) ve Ronahi (Bedriye Taş) yoldaşlar, bu Kürdistan kızları, anlamlı mektuplar bırakmışlar. Ben bazı röportajlarına da tanık olmuştum. Yine herhalde epeyce mektupları, bazı değerlendirmeleri ve raporları da vardır. Bazılarını ben de gördüm. Eğer özgürlük bu kadar kolay olsaydı Berivan ve Ronahi kendilerini yakmazlardı. Bu arkadaşlar anlamı hayli büyük olan mektuplar bırakmış oluyorlar. Büyük saygı duymamak, gerçekten mümkün değil. Oldukça bilinçli ve çarpıcı değerlendirmeleriyle dolu dolu yaşadıkları anlaşılıyor. Eylemlerini de öyle planlıyorlar ki, başarısızlığa yol açmayacak kadar güçlü, kendini yitirmeyen, kesin sonucu önceden planlanan bir eylem, ancak bu kadar olabilir. Kendini cayır cayır yakmayı böyle planlayabilmek, bir başarısızlık olasılığını bile ortadan kaldırmak için başkalarının gelip de ateşi söndürebilecekleri bir alanı seçmemek, kendilerinin ne kadar planlı ve sonuç alıcı olduklarını gösteriyor. Yaşayacaksan, onlar gibi yaşayacaksın. Anıya bağlılık biraz da böyle olur. Aslında en özlü militanlaşmaya yakınlar. Arayışları, gün be gün gerçekleşmeleri böyledir."