Kadınlardan Kürt kültürüne dair görsel şölen

  • 09:08 19 Mart 2024
  • Yaşam
 
Dilan Babat
 
ŞIRNEX - Asimilasyon politikalarına karşı kültürlerini yaşatan Şirnexli kadınlar hazırladıkları yemekten, çektikleri halaya, taktıkları takıdan, kıyafetlerine kadar renklerini ve kültürlerini yaşamla yoğuruyorlar. 
 
Mezopotamya kültürü binlerce yıllık kadim bir geleneği içinde barındırırken, Kürtler binlerce yıldır sürdürdükleri bu kültürü kuşaktan kuşağa aktarmaya, yaşatmaya devam ediyor. Kurdistan kentlerinin özgünlüğü kadınların kıyafetlerine, taktıkları şallara, takılara kadar yansırken, iktidarın asimilasyon politikaları ile Kürtlerin kültürleri de, doğası gibi yok edilme tehdidi ile karşı karşıya. Şirnexli koçer kadınlar ise tüm bu politikalara rağmen kültürlerini yaşatmaya kararlı. 
 
Koçer kadınlarla geçirdiğimiz bir günde yemeklerinden halaya, kıyafetlerine kadar kültürlerine dair birkaç örneği sizler için hazırladık. 

Kürtlerde mencel olarak bilinen kazanlarda eskiden yemek pişirdiklerini söyleyen kadınlar, taşlarla etrafını çevirdiği alanda ateş yakarak, üç kazana su doldurup kaynamasını bekliyor. Suyun kaynamasının ardından, sütten yapılan ve güneşte uzun bir süre bekletilen adına (keşk) denilen Kurutu bir bidona koyarak, üzerine sıcak su ekleyerek erimesi bekleniyor. Kurut’un erimesiyle birlikte kazanda kaynayan sıcak suya konulan Kurut’u saatlerce kaynatan kadınlar ardından el değirmeniyle öğüttükleri buğdayla Meyre dedikleri (Mehir) çorbasını pişiriyor. 

Yemeklerinin pişmesini bekleyen kadınlar ardından, Şirnex’e özgü olan yöresel kıyafetlerini giyerek, “Narine hey narine” “Le le Sultanê” parçaları söyleyerek halaya duruyor. Yine koyun yününden inceltmek için teşi ile yünü ip haline getiren kadınlar burada da o geleneklerini devam ettirdi. Hem şarkılar söyleyip hem teşilerini ellerinden düşürmeyen kadınlar ayrıca yine koyun yününden yaptıkları rengarenk sırt çantalarını da bellerinde taşıyarak adeta görsel şölen oluşturdu.

Halaylarına ve şarkılarına bir dakika dahi ara vermeyen kadınlar ardından el değirmenini alarak, buğdaylarını şarkılar eşliğinde öğüttü. Önce buğdaylarını yıkayan kadınlar, buğdayların kuruması için güneşte bekletti. Kuruyan buğdaylar beş kadınla birlikte el değirmenine buğdaylar koyularak öğütüldü. Buğdayların öğütülmesi için el değirmenini sıra sıra çeviren kadınlar, burada da yörelerine ait şarkılar seslendirdi.

Sadece bunlarla da yetinmeyen kadınlar daha sonra hamur yoğurarak ekmek pişirdi. Hamurlarını yoğurduktan sonra yarım saat boyuna hamurun mayalanmasını bekleyen kadınlar hamurun mayalanmasının ardından hep birlikte ekmek pişirdi. Taş tandır ve saçta ekmek pişiren kadınlar burada da şarkılarını seslendirdi.
 
 
Sık sık kültürlerinin korunmasını çağrısında bulunan kadınlar, koçer oldukları dönemde yaşamın daha anlamlı ve güzel olduğunu belirtti. Şuan dillerinin ve kültürlerinin yok edilmek istenildiğine de dikkat çeken kadınlar,  kültürlerini ve dillerini korumaları gerektiğinin önemine vurgu yaptı.