Bitkilerden ilaç yapıyor

  • 09:10 8 Mart 2024
  • Yaşam
 
 
Gülistan Gülmüş
 
DERSIM - Daha önce akrabalarından öğrendiği formüllerle bitkilerden ilaç yapan ve kendi ekip biçtiği buğdaydan glutensiz ekmek yapan Saniye İldeniz, “Ben bu işi hobi olarak yapıyordum. Avrupa’ya kadar uzanan bir hikâyem oldu. Şifa gören çok insan oldu, bu beni çok mutlu ediyor” dedi. 
 
Dersim’in Mazgirt ilçesinin Kurkurik (Aktarla) köyünde dünyaya gelen ve burada 7 yaşından itibaren bitkilerden ilaçlar yapan Saniye İldeniz(61), sağlıklı bir gelecek inşa etmeyi hedefliyor. Kurkurik’de hem kendi bahçesinde ektiği bitkileri hem de dağların doruklarından topladığı bitkileri toplayıp ilaç ve sirke yapan Saniye aynı zamanda Dersim’in merkezinde açmış olduğu dükkânında ürettiği ilaçları, sirkeleri ve ekmekleri halkla buluşturuyor. Yaptığı ürünleri sosyal medya hesabında paylaşmasıyla tanınan Saniye, dünyanın birçok yerinden sipariş alıyor.
 
‘Bu işi öğrenmeliyim’ dedim
 
Bitki üretimine ve bunlardan ilaç yapmaya, “Yıllardır araştırıyorum” diyerek yaptığı işin gelişim sürecine dair, “Köyde yaşadığımız için şartlarımız biraz daha zordu. Köyümüzdeki herkes hastalıklarına kendileri şifa bulurdu. O zamanlar herkes doktora gidemiyordu. Benim erkek kardeşimin eli yara olmuştu, eli çok şişmişti. Babaannem eli yara olanları iyileştirirdi, ‘Babaannem ne yaptı, hangi bitkiyi ezip işledi? Hasan amcanın elini iyileştirdi, ben neden bakmadım’ dedim. Erkek kardeşime o zaman penisilin sürdüler. Uzun süre acı çekti. Ben buna dayanamadım. Çocuktuk ama o bitki aklımdaydı. Ne yapıp edip okulun bahçesinde o bitkiyi buldum, getirdim. Çocuk aklımla kardeşimin eline sardım. O kadar penisilin yapılmasına rağmen patlamadı ama ben o gece bitkiyi sarınca sabah patladığını ve içindeki bütün irinin aktığını gördüm ve çok heveslendim, ‘Bu işi öğrenmeliyim’ dedim” diyerek anlattı.
 
‘Ruha şifa olan bitkiler var’
 
Kardeşinin elinin iyileşmesinin ardından bitkilere karşı merakının daha da arttığına vurgu yapan Saniye, “Her yaz köye döndüğümüzde sürekli araştırma içerisine giriyordum. Hangi kadın ne yapıyor ya da doğum yaparken, doğum sancısı çekilirken kim ne kullanıyor, diş ağrısında kim ne kullanıyor? İnsanlar geleneksel olarak bitkilerden faydalanıp bunun çaresini buluyorlardı. Ben meraklıydım ama kardeşimin elindeki yara beni daha da buna yakınlaştırdı ve hala araştırıyorum. Bitkilerin içinde mucizevi bir şekilde derman çiçektedir. Toprak ana bize bunu vermiş, insanlar faydalanmasını bilmeliler. Katkısı ve iyileştirici özellikleri çok oluyor. Ruha bile şifa olan bitkiler var” sözlerine yer verdi.
 
‘Başucu iksiri olarak düşünüyorum’
 
Bitkisel ürün üretiminin yanı sıra glütensiz ekmek de yaptığını paylaşan Saniye, “Minik bir bahçem var ama dağların doruklarında da faydalanabileceğimiz bitkiler var. Tohum, çiçek ve yapraklarından ve bazen de köklerinden faydalanıyoruz. Asıl işimi köyde yapıyorum. Orası benim dünyam, bitkilerle konuşuyorum. Bitkilerin çok uzun yıllar dayanabileceğini düşünmediğim için bunlardan sirke yapıyorum. Kışın da burada yaptığım ürünleri satıyorum. Yaptığım sirkelerin hepsi şifalı. Asıl adı sirke ama ben onu başucu iksir olarak düşünüyorum. Hepsinin farklı tedavi eden yönleri var. Kendi inanç kaynaklarımızla burada günlük şifa çayları yapıyoruz. Tarımla da uğraşıyorum, buğday ekiyorum. En az 20-25 yıllık kullanılmayan tarlalarda 7 sene önce Karakılçık ekimiyle başladım. Ata tohumumuzdan glütensiz buğdayımızı ekiyoruz.” İfadelerini kullandı.
 
‘Şifa gören çok insan oldu’
 
Doğal ürünleri dijital medyada paylaşmasıyla dikkatleri üzerine çektiğine vurgu yapan Saniye, yaptığı bitkilerle insanların iyileşmesiyle işini daha çok sevmeye başladığını söyledi. Saniye sözlerine şöyle devam etti: “Bunu gelecek nesillere aktarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Atalarımızın yaptığı geleneksel ekşi maya yapıyoruz. Hazır maya almıyoruz çünkü hazır mayanın GDO’lu olduğunu biliyoruz. Günümüz koşullarında gençler artık obeziteye doğru gidiyor, diyabet hastaları çoğaldı, bağırsak hastaları çoğaldı. Kolesterolü olan 6-7 yaşlarında çocuklar gördüm. Ben de buna dayanarak, ‘Doğal bir şeyler yapıyorsam doğal ekmekler de yapayım’ dedim. Ben bu işi hobi olarak yapıyordum. Avrupa’ya kadar uzanan bir hikâyem oldu. Şifa gören çok insan oldu, bu beni çok mutlu ediyor. Dolayısıyla işime dört elle sarıldım. Bu geleneksel olarak yaptığım bir iş, gelecek nesillere de aktarabilmek istiyorum. Onlar da kendi çocuklarına, torunlarına öğretsin. Kendimi denizde bir kum tanesi gibi görüyorum ve bu kum tanelerinin artmasını istiyorum. Geçmişimizi,  geleceğimizi, tarihimizi, örf,  adetlerimizi,  geleneklerimizi, göreneklerimizi bilmek çok önemli. Bunun yanında şifa da her şeyden önce gelir. Hastalıklar aslında bizim düşüncelerimizdir.”