Bayramı ekonomik krizle karşılıyorlar

  • 09:02 8 Nisan 2024
  • Emek/Ekonomi
 
Pelşin Çetinkaya
 
SÊRT - Bayram arifesinde Sêrt’te ekonominin kendisini nasıl etkilediğini görmek üzere misafir gittiğimiz evde kadınlar, giderek derinleşen krizden hem maddi hem de manevi açıdan etkilendiklerini vurgularken, çözümün ise sistemin değişmesi olduğuna dikkat çekti.
 
Ramazan bayramı arifesinde hem Kurdistan’da hem de Türkiye’de her geçen gün ekonomik kriz derinleşiyor. Halk için ayrılan bütçeyi iktidar savaşa, ranta harcarken, yurttaş ise hem maddi hem manevi krizin etkilerini yaşıyor. Özellikle Kurdistan’da yurttaşlar, iş bulabilmek için metropollere gidiyor, mevsimlik işçilik yapıyor ya da yaşamına son veriyor. Ramazan ayını iftar ve sahur sofraları boş şekilde geçiren halk, bayramı da aynı şekilde karşılıyor.
 
Ekonomik krizin kendisini nasıl etkilediğini öğrenmek için Sêrt’te (Siirt) akşam saatlerinde evine gittiğimiz Hediye Yıldız, krizden etkilenenin sadece kendisi olmadığını dile getirerek komşularını da evine çağırdı. Hediye’ye ve gelen komşularına ekonomik krizin yaşamlarını nasıl etkilediğini sorduk.
 
‘Kriz yüzünden eşim eve 5-6 ayda bir geliyor’
 
“Büyük bir krizin içindeyiz” diyen misafir olduğumuz evin sahibi Hediye, eşinin evi geçindirmek için evinden uzak farklı kentlerde çalıştığını belirtirken, “Pazara gittiğimizde 2 kilo meyve bile alamıyoruz. Geçim zordur. Eşim evi geçindirmek için farklı kentlere gidip çalışıyor. 5-6 ayda bir gelip sadece 10 gün evinde kalıp tekrar uzağa çalışmaya gidiyor. Eşimin uzakta çalışmasını ne ben ne de çocuklarım istiyor ama mecburiyetten gidiyor. Buna rağmen yine de çok zor geçinmeye çalışıyoruz.  Buna çözüm de bu sistemin değişmesi ve taze bir sürecin başlaması olacaktır” ifadelerini kullandı.
 
‘Halkımız iş için yurtdışına gidiyor’
 
Bütün krizleri Kürt halkının yaşadığına değinen Emine Arslan, “Çünkü biz devlet kurumlarında çalışmıyoruz. Bizim halkımızın hepsi esnaf. Halkımızın eşi kendi yaşadıkları kentlerden uzak kentlere gidip çalışıyor. Bizim halkımızın çoğu yurtdışına gidiyor. Çünkü burada çalışacak iş yok. Ayrıca çalıştıklarında da maaşları hiçbir şeye yetmiyor” dedi. Eşinin maaşını aldıktan sonra ilk günden yarısından fazlasının gittiğini aktaran Emine, “Biz 10 kişilik bir aileyiz. Sadece eşim çalışıyor, çocuklarım okula gidiyor. Eşim de bizden uzakta başka bir kentte çalışıyor. Eşim maaşını aldığında doğalgaz, su, elektrik, mutfak ve diğer giderlerden dolayı eve doğru dürüst para kalmıyor. Bugün meyvenin kilosu 20 iken yarın 40 liraya yükseliyor. Bu nasıl oluyor? Yaşamımız gerçekten zorlaşıyor. Halkımız el ele verip bu iktidarı yok etmeli” sözlerine yer verdi.
 
‘Bu kriz insanların yaşamını tehdit ediyor’
 
Bayramın geldiğini belirten Maşallah Işık Arslan, her şeyin çok pahalı olduğu ve kimsenin evine alışveriş yapamadığını kaydetti. Maşallah, devamında şunları ekledi: “İnsanlar evine, çocuklarına bu krizde ne alacak? Kriz büyüdükçe yaşam koşulları da bir hayli zorlaşıyor. Bir babanın çocuğu para istediğinde bu krizden dolayı babanın çocuğa verecek parası da olmuyor. Bu durumda baba da çocuk da üzülüyor. Önceden 100 lirayla pazara giderdik bir sürü şey alırdık. Şimdi bir şey almakta bile zorlanıyoruz. Etin kilosu 500 liraya kadar ulaşmış. Artık tavuk eti bile alamıyoruz. Kimse bir şey alıp evine gidemiyor. Kim kendini geçindirebiliyor? Benim eşim de bizi geçindiremiyor. Bitsin bu kriz. İnsanların vicdanları nasıl rahat? Bu kriz insanların yaşamlarını bile tehdit ediyor. Ne zamana kadar devam edecek?”
 
‘Kriz yüzünden insanlar intihar ediyor’
 
Ekonomik kriz yüzünden 12 yıldır oğlunun farklı bir kentte çalıştığını söyleyen Cevahir Kılıç da “Oğlum çocuklarını görmüyor. Çocukların ihtiyaçlarını gidermek için çalışmaya gitti. Eski yaşamımız olsaydı, şimdi kendi köylerimizde olsaydık kendimizi geçindirebilirdik. Yeşillikler bile o kadar pahalı oldu ki insanlar açlıktan, krizden dolayı intihar ediyor. Eğer çocuklar perişan ve borçlu olmasaydı intihar etmezlerdi. Durumumuz hiç iyi değil. Krizden dolayı kimsenin birbirine tahammülü kalmadı. Biz ne diyelim, ne yapalım ki? Bizim sadece kendi halkımızdan umudumuz var. Yaşamımız yoluna girerse köylerimize gitmek istiyoruz. Her şeyimiz belki düzene girer” dedi.
 
‘Kriz yüzünden kimse istediği işte çalışamıyor’
 
Ekonomik kriz çok derinden yaşadığını bu yüzden de yaşamda çok zorluk çektiğini söyleyen Saadet Dayan ise “Bu krizden dolayı kimse pazarda bir kilo domates bile alamıyor. Domatesin kilosu 50-60 lira. İnsanlar ne meyve ne de sebze alabiliyor. Kimse istediği işte çalışmıyor, çalışamıyor. Türkiye’nin durumuna baktığımızda batmış bir durumda. Burada milyonlarca genç arkadaşlarımız var ama ekonomik kriz yüzünden bütün gençler çalışmıyor, kahvehanelerde oturuyor. Çünkü çalışacak bir işleri yok” şeklinde konuştu. Saadet, ekonomik krizin bir an önce son bulmasını istediğini ifade ederken, “Ekonomik kriz yüzünden kimsenin huzuru yok, hayat koşulları bir hayli zor. Kriz büyüdükçe huzursuzluk da büyüyor. Cebinde para olmadığında ya da ailene bir şey götüremediğinde ailede de huzursuzluğa sebep oluyor” mesajını verdi.