Strasbourg’da ‘İmralı’ toplantısı

  • 15:16 17 Nisan 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Avrupa Konseyi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin yapılan açıklamada konuşan DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, AK, AP, AİHM ve tüm uluslararası kurumlara “Tecridi durdurabilirsiniz, bu konuda sorumluluk alabilirsiniz” çağrısı yaptı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ilişkin aralarında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Ömer Öcalan ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgün Faik Erol’un yer aldığı heyet Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan kurumlarla temaslarda bulundu. Heyetin gün içinde İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ile bir görüşme gerçekleştirmesi bekleniyor. Perşembe günü ise DEM Parti'nin Avrupa Konseyi (AK) Genel Sekreteri ile bir görüşme yapacağı ve bu görüşmede de Abdullah Öcalan’ın durumunun gündeme getirileceği öğrenildi. 
 
Temaslarda bulunan heyet, Avrupa Konseyi’nde tecride ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Sarah Glynn tarafından yönetilen toplantıda Ömer Öcalan, avukat Özgür Faik Erol ve Kıbrıslı parlamenter Constntinos Efstathiou konuştu. Toplantının dinleyicileri arasında çok sayıda parlamenter yer aldı.  
 
Özgür Faik Erol, sunumunda İmralı’daki tecrit koşullarını anlattı. 17 yıldır Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yaptığını belirten Erol, 2015’ten beri kendisiyle görüşmelerine izin verilmediğini kaydetti. Avukat Erol, dört yıldır hiçbir aile görüşüne de izin verilmediğini kaydederken, “Mutlak bir tecrit ve iletişimsizlik altında tutuluyor” dedi. 
 
Tecrit demokratik çözüme karşı
 
“Bu tecridin hiçbir hukuksal dayanağı olmadığını iyi biliyoruz. Politik ve idari bir karara dayandığını da iyi biliyoruz” diyen Özgür, tecridin Kürt sorununun demokratik ve siyasi çözümüne karşı yapıldığını kaydetti. 
 
Türkiye’nin AİHM kararlarını tanımanın başlangıcı İmralı
 
Özgür, “Türkiye’nin AİHM kararlarını tanımama pratiğinin başlangıç noktası da İmralı’dır” diyerek, AİHM’in şartlı tahliye mekanizmasını oluşturma talebinin uygulanmadığını hatırlattı. 
 
Hukuksal kara delik
 
“Bu haliyle İmralı cezaevi hukuksal bir kara deliktir” diyen Özgür, Avrupa’nın buna sessiz kalmasının Türkiye’de benzer uygulamaların yaygınlaşmasına neden olduğunu ifade etti. 
 
13 yıldır sürüncemede
 
2011’den bu yana uygulanan avukat yasağını AİHM’e taşıdıklarını ve 13 yıldır sürüncemede bırakıldığını belirten Özgür, Avrupa kurumlarının bu “hukuksal kara delik” karşısındaki eylemsizliğine tepki gösterdi. Özgür, “Bu nedenle benzeri olmayan bu uygulamanın geç olmadan reddedilmesi ve etkin mekanizmaların geliştirilmesini gerekiyor” dedi. 
 
Keyfi uygulama hukukun yerini aldı’
 
Ömer Öcalan ise, Türkiye’de hukuki ve siyasi birçok sorunun yaşandığını hatırlatarak, hukuki ve siyasi problemlerin yansıma merkezlerinin hapishaneler olduğunu söyledi. Ömer, “Adeta hukukun askıya alındığı Türkiye’de keyfi uygulamalar hukukun yerini almıştır. İmralı Ada Hapishanesi’ni düşünün; ailesi dört yılı aşkın bir zamandır yakını ziyaret edemiyor. Aile olarak hukuktan ve yasalardan doğan tüm haklarımız gasp edilmiştir ve bu hakları kullanamıyoruz” dedi. 
 
Dünyanın hiçbir yerinde yok
 
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tecrit uygulamasını olmadığını ifade eden Ömer, “Sayın Öcalan’a ve yanında bulunan üç arkadaşına uygulanan bu durum işkence değil midir?” diye sordu. 
 
‘Durdurabilirsiniz’
 
İmralı’da başlayan uygulamaların Türkiye’nin tamamına yayıldığını söyleyen Ömer, şöyle dedi: “Yıllardır Avrupa Konseyi'nin önünde nöbet tutan bir halk vardır. Avrupa Konseyi içinde ne kadar görünüyor, ne kadar duyuluyor bilemiyoruz. Ne zamana kadar sessiz kalınacak, görünmezlikten gelinecek bunu da bilemiyoruz. Talepler meşrudur. İnsan haklarını savunanlar nöbettedir. Bizim elbette ki çağrımız, uluslararası kurumlara, uluslararası insan hakları kurumlarına, Avrupa Konseyi’ne, Avrupa Parlamentosu’na ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nedir. Türkiye’nin İmralı’da uyguladığı bu kanunsuzluğu durdurabilirsiniz. Bu noktada sorumluluk alabilirsiniz. Bu kurumların asli görevi de insan hakları savunmak ve haksızlıklar önünde durmaktır. Aynı zamanda bu değerler Avrupa’nın değerleridir. Avrupa dışında da insan hakları ve demokrasi değerlerini savunmalıdırlar. Mücadelemize ve hak savunuculuğumuza devam edeceğiz. Avrupa’nın ilgili kurumları Türkiye ile ilişkilerinde bu noktada sorumluluklarını yerine getirmelerini talep ediyorum.” 
 
Siya tutsaklara kötü muamele yapan ülkeler arasında
 
Kıbrıslı Avrupa parlamenteri Constntinos Efstathiou da, Türkiye siyasi tutsaklara en kötü muamelede bulunan ülkeler arasında yer aldığını belirtti. Constntinos, Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin “Abdullah Öcalan’a uzun yıllardır tecrit uygulanıyor. Durumu ve sağlığına ilişkin bilgi alamıyoruz” şeklinde konuştu. 
 
Türkiye’de cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri konusunda bazı verileri sıralayan Constntinos, “Avrupa’nın bu konudaki sessizliğini kınamak gerekiyor. Avrupa Türkiye’ye karşı tavır almalı. Türkiye’ye baskı yapmalıdır. Çünkü Türkiye Avrupa’nın kapısını çalan bir devlettir.” dedi. 
 
Constntinos son olarak bir gün demokrasi ve hukukun üstünlüğü Avrupa Konseyi’nin de baskılarıyla Türkiye’de sağlanması temennisinde bulundu.