Rojava’da ekolojik toplum inşasında kadın öncülüğü

  • 09:10 26 Ocak 2024
  • Jıneolojî Tartışmaları
 
“Rojava’da ekolojik toplum inşasında köklü değişim en çok kadınların yaşama özgür katılımı temelinde olmaktadır. Kadınlar ekolojik toplum inşasında öncü konumundadır.”
 
Nagihan Akarsel
 
Bilindiği üzere üçüncü dünya savaşının merkezi konumunda olan Rojava’da bir diğer ifadeyle Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nde hem savaş hem inşa çalışmaları birlikte yürümektedir. Ekolojik toplum paradigması, toplumsal sözleşmenin en temel maddelerinden birini teşkil etmektedir. 
 
Rojava’da yaşanan savaş, ekolojik inşada haliyle belli bir zorlanma da yaratmaktadır. Ama toplumsal doğada özelde hem siyasette hem ekonomide atılan adımlar ekolojik toplum konusunda belli bir model de oluşturmuştur. Şehirlerin hemen hemen hepsinin girişinde “Toprağımızı suyumuzu ve enerjimizi komünleştirelim. Demokratik ve özgürlükçü yaşamı inşa edelim” tabelası devrimin ekolojik özünü ortaya koymaktadır. Halkın kendi kaynaklarına, insan gücüne, toprağına, varlığına inanması zorlu savaş koşullarında 21. yüzyılın ekolojik devrimini gerçekleştirmesine ve birçok ekolojistin yönünü Rojava Devrimi’ne vermesine neden olmuştur.
 
Özellikle devlet tekelciliği ve şirket tekelciliğine düşmeden üçüncü bir yol olarak ekolojik bir toplumun inşasının en önemli yapıtaşları olan komün sistemi ve kooperatif ekonomisi örgütlenmelerini geliştirmesi, ekolojik toplumun özünü oluşturmaktadır. Komün üzerinden kooperatifler oluşturulurken diğer taraftan kooperatiflerin komünal topluluklara yol açması esas alınmaktadır. Bunun için de hem köylerde hem kentlerde komün ve kooperatif olan her yerde meclislerini oluşturarak Bookchin’in bahsettiği liberter belediyeciliği kurması, farklılıklara saygı ve katılıma dayalı bir sistemin ifadesi olarak demokratik konfederal sistemi geliştirmesi söz konusudur. Bu örgütlenme biçimi ile merkezi hegemonik sistemin devletlerinin, çetelerinin planlarını boşa çıkarmayı başarmıştır. Baas Rejimi’nin buğday, zeytin ve pamuk ambarına dönüştürdüğü topraklarına, petrol ve gaz gibi yeraltı zenginliklerine sahip çıkmaları, ambargo ve savaşa rağmen ayakta kalmayı başarması komünlerde, akademilerde geliştirdikleri eğitim ve bilinçlenme çalışmaları ile bağlantılı olmuştur. Tüm bunlar her sokak başında, mahalle arasında, dükkân önünde oturan halkın sohbetlerine yansımaktadır. 
 
Rojava’da ekolojik toplum inşasında köklü değişim en çok kadınların yaşama özgür katılımı temelinde olmaktadır. Kadınlar ekolojik toplum inşasında öncü konumundadır. Bu Rojava Devrimi’nin Kadın Devrimi niteliğini ortaya koymaktadır. Ademi merkezileşme ya da yerel yönetimlerce şehirlerin merkezsizleştirilmesi olmaksızın özgür doğaya ulaşılamayacağını belirten Bookchin’in teorisi kadınların öncülüğünde yaşam bulmaktadır. Rojava’da oluşturulan demokratik konfederal sistemde kadınların belirleyici olması, yaşamın her alanında öz savunmada, siyasette, eğitimde, sağlıkta, ekonomide, adalette özgün örgütlenmelerini oluşturmuş olması devrimin ruhunu oluşturmaktadır. Bununla bağlantılı ekolojik toplumun temel birimi olarak komünlerin ve kooperatiflerin örgütlenmesinde kadınların çabası belirleyici konumdadır. 
 
Yaşamın her alanında özgün iradesiyle devrime katılımı özellikle eşbaşkanlık sistemi geliştikçe erkeğin değişim-dönüşümünde de devrim niteliğinde gelişmeler yaratmıştır. Bu erkeğin egemen yönleri ile yüzleşmesini ve sorgulamasını beraberinde getirmekte, bir değişim ve dönüşüm yaratmaktadır.  Kadını cins eksenli yani temel “namus”, “eş”, “anne” ve “kız kardeş” şeklinde ele alan yaklaşımlar yerini kadının zihinsel ve eylemsel gücüne güvenen ve ona dayanan bir yaklaşıma doğru evrilmektedir. Özellikle de eşbaşkanlık sistemi ile beraber özgür toplum inşasını gerçekleştiren ortak bir irade haline getirmektedir. Eşbaşkanlık sistemi, bunun sosyal ve siyasal alanda en fazla yansımasının yaşandığı alan olmaktadır. Kadın ve erkeğin birlikte demokratik ve ekolojik bir yaşamın inşasında yer almasının kökeninde yer alan bu devrimsel değişim ve dönüşümün yarattığı dinamizm, adeta Rojava Devrimi’nin ruhunu oluşturmaktadır. Tarım köy toplumu devriminin gerçekleştiği topraklarda tarih adeta yeniden kendi kökleri üzerinden yeşermektedir. Sosyolojik olarak hala doğal toplumun özelliklerini tamamıyla yitirmemiş olması da bunda belirleyici bir rol oynamaktadır. Ve bu sosyolojiye dayanarak kadın-doğa arasındaki bağın inceliklerini gören yöntemlerle ekolojik krizin aşılmasına dönük çözümler üretilmektedir. 
 
Rojava’da yaşamsallaşmaya başlayan ekolojik toplumun yanı sıra yaşamın bütünselliğinde yitirilen ahenge bir çözüm örneğidir, Jinwar. Kadınların öncülüğünde kadınlar için oluşturulan ekolojik bir özgür yaşam köyü, Jinwar.. Bereketin sembolü olarak bilinen hermel otunun Jinwar’ın sembolü olmasından başlayarak her şey ince bir kadın duyarlılığı ile bütünlüklü bir anlam ifade etmektedir. Dicle ile Fırat arasında kaybedileni kaybedildiği yerde bulmanın ve kendi kökleri üzerinde yeşermenin devrimi olan Rojava devriminin bağrında oluşturulan bir özgürlük projesidir. Topraktan yapılan evler, tarıma dayalı ekonomi, kadının doğayla birlik içindeki sağlık bilgilerini güncelleyen Şifa Jin, çocukların eğitimi için Üveyş Ana Okulu ile oluşturduğu dünya, düşünsel ve ruhsal dünyalarını özgürlük bilgileri ile besleyen akademi, savaşın en zorlu koşullarında kendi öz savunmasını oluşturan bilinci, uluslararası alanda farklı görüşten bir çok kadını ortak bir paydada yani kadın, yaşam ve toplum kırımına karşı bütünlüklü bir yaşam anlayışının mümkün olduğu umudunda buluşturan bir kimliktir. Kısaca Jinwar, kadının kendisi olmanın yani xwebûn’un bilgisinin üretildiği bir özgür yaşam alanı. Aynı zamanda doğalar arasındaki aheng için ekoloji ile jineolojînin neden vazgeçilmez iki bilim olduğunu anlatan somut bir örnek… Köy meydanına dikilen ağaçların kökleri derinleştikçe gölgeleri genişleyecek ve o gölgede oturan kadınlar doğayla aramızda bozulan ahengin dermanı olacak…  
 
Not: Yazının Devamı “Köy Meydanına Dikilen Ağaçlar” başlığıyla haftaya yayınlanacaktır. 
 
Bu yazı, Jineolojî Dergisinin “Ekolojik Yaşam” dosya konulu 19. sayısından kısaltılarak alınmıştır.