Ulusal birlik ve bir araya gelmenin yolu: Rabe Dem Hat

  • 09:24 30 Mart 2024
  • Kadının Kaleminden
 
 
"Bir seçim sürecinin daha sonuna doğru gelirken, halk olarak “ulusal birliğe” su ve ekmek kadar ihtiyaç duyduğumuz bir kez daha açığa çıktı. Leyla Zana’nın birlikteliğe vurgu yaptığı bu süreçte özellikle iç ve dış çatışmalardan uzaklaşılarak asıl mesele olan Kürt sorununa ve İmralı’da tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna yoğunlaşmanın gerekliliği herkesin önünde bir ödev olarak duruyor." 
 
Beritan Elyakut
 
Türkiye Yerel Seçimler sürecine 2 Aralık 2023 tarihinde başladı. Siyasi partilerden hangi seçim çevrelerinde hangi usul ve esaslarla aday tespiti yapacaklarını YSK'ye bildirmeleri 3 Ocak'ta istenerek, 4 Ocak'ta muhtarlık bölgesi askı listeleri ve tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlülere ilişkin askı listeleri güncellenmek üzere ilçe seçim kurullarınca askıya çıkarıldı. Bu sürecin başlamasıyla birlikte Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi de  (DEM Parti)  çalışmalarını hızlandırmıştı. YSK, Yeşil Sol Parti’nin adının Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak değiştirilmesinin ardından belirlenen HEDEP kısaltmasını, geçmişte kapatılan HADEP’e (Halkın Demokrasi Partisi) benzemesi nedeniyle kabul etmedi. Bunun üzerine HEDEP ismi DEM Parti olarak değiştirildi. 
 
İlklerle yola koyulan DEM…
 
Tüm bu tartışmaların gölgesinde Yerel Seçimlere hazırlanan DEM Parti, Yeşil Sol döneminde yaşadığı sıkıntıların yaşanmaması adına her alanda çalışmalarına yoğunlaştı. DEM Parti bu süreci “yeniden inşa” süreci olarak ele alarak adaylarını yerelin kararıyla belirlemek adına Kurdistan’da ön seçime gitti. Amed, Van, Batman, Mardin başta olmak üzere birçok kentte ve ilçede ön seçim gerçekleştiren DEM Parti, oluşturduğu delegasyon sistemiyle adaylarını belirledi. 2019’da dar bir delege sistemiyle seçime gidilse de geniş kapsamlı bir ön seçim Kürdistan’da ilk kez denendi. İlk olması kendi başına bazı sorunları ve krizleri de beraberinde getirdi belki ama halk nezdinde bu yöntemin daha da güçlendirilerek sürdürülmesi gerekliliği ön plana çıktı. 
 
Aday adaylığı sürecinde halkla yeniden buluşma
 
DEM’den eşbaşkan aday adayı olan çok sayıda kişi kapı kapı gezerek hem kendini tanıttı hem de yaşanan eksiklikleri, eleştirileri yerinde dinledi. DEM için belki de 2024 seçimleri ile halkla yeniden buluşma ve yaşamı yeniden inşa etmenin yolları aralandı. Halk eleştirilerini DEM’in aday adaylarına şeffaf bir şekilde aktarıp bu aktarımların da DEM Genel Merkezi’ne iletilmesini istedi. Ne kadarı iletildi bilinmez ama DEM tabanında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği gibi ‘İrade değiller’in çok ötesinde asıl iradenin halk olduğu gözler önüne serildi. Öyle ki DEM’in kırmızı çizgilerinden biri olan “Eşbaşkanlık sistemine” dönük saldırılar halk nezdinde asla kabul görmedi. Eşbaşkanlığın en çok tartışıldığı Batman’da, konu başka yerlere çekilmek istense de; halk tarafından bu zihniyet mahkum edildi ve kadın iradesine sahip çıkıldı. 
 
Kadın adaylara dönük algı operasyonu: Troller ordusu sahada!
 
Eşbaşkanların belirlenmesi ardından sosyal medyada troller ordusu üzerinden de saldırılar başladı. Kendisini yurtsever Kürt olarak tanıtan bu troller özelde kadın eşbaşkanlar üzerinden bir algı yaratarak erk zihniyetin tüm saldırılarını devreye koymuş durumda. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Serra Bucak şahsında başlayan saldırılar önce kadın katliamına karşı attığı bir “AİLE” tweeti ile başlasa da devamında farklı yöntemlerle sürdürüldü. Hatta ne hikmetse “aile” kavramından bihaber olanlar dahi bu tweeti kendisine seçim malzemesi olarak alanlarda kullandı. Tüm saldırılara rağmen Serra Bucak bu süreci halka anlatma ve Kürtçe konuşmadaki ısrarını sürdürerek trollerin saldırılarını boşa çıkardı. Yine aynı troller Batman Eşbaşkan Adayı Gülistan Sönük ve Mardin Belediye Eşbaşkan Adayı Devrim Demir üzerinden yol yürümeye devam ederek, “eşbaşkanlık” sistemine karşı nefretlerini yaymaya devam etti. Eşbaşkanlık sistemi etrafında etten duvar ören kadın eşbaşkanlar tüm saldırılara karşı da seslerini yükselterek, bu sistemi kimsenin boşa düşüremeyeceğini haykırmaya devam ediyor. 
 
Leyla Zana’nın sürece dahil olması coşkuyu arttırdı
 
DEM Parti 3 aydır aralıksız olarak seçim çalışmalarını sürdürüyor. İlk deneyimlerle başlayan bu süreç, Leyla Zana’nın Amed Newrozu ile birlikte çalışmalara katılmasıyla coşkuyu doruklara çıkardı. 1991 genel seçimlerinde yüzde 10 seçim barajı nedeniyle SHP ile ittifak yapan HEP’in tek kadın adayı Leyla Zana olmuştu. Leyla Zana meydanlarda ilk kez Kürtçe konuşmalarıyla sadece politikayı Kürtleştirmedi aynı zamanda kadınlaştırdı ve giderek Kürt kadının temsili figürü haline geldi. 12 Eylül sonrası hızla “Kürtleşen politik alan” beraberinde doğal olarak politikleşen Kürt kimliğini ve giderek toplumsallaşan kadın kavramını getirdi. Leyla Zana’nın Amed Newrozu’na katılması hem halkta hem de gençlerde büyük bir coşkuya sebep oldu. Öyle ki Leyla Zana’nın verdiği mesajlar da özelde kadınlara ve gençlere oldu. Kürtçe verdiği mesajları ayrıca Türkçe olarak da yer yer verdi. 
 
Tû li kû mayî?
 
Pasûr’da (Kulp) halk buluşmasına katılan Leyla Zana’yı kötü hava koşullarına rağmen yüzlerce kişi coşkuyla karşıladı. Fotoğraf çekmek için sıraya giren kitlenin arasına katılan Leyla Zana, “Em nabejin tû dîsa hatî. Em dibêjîn tû li kû mayî” döviziyle karşılandı. Sevgi selinin yaşandığı birçok buluşmada en anlamlı an ise bir gencin gözleri dolu bir şekilde seslendirdiği “Leyla keça kurda ye Leyla yê, çû meclîsa tirk a ye Leyla yê” stranı oldu. Sosyal medyada çok sayıda tıklama alan bu an aslında Kürt halkının geçmişe olan özlemini de gözler önüne seriyordu. 
 
Önemli mesajlar…
 
Leyla Zana yaptığı konuşmalarda sürecin sahiplenilmesi gerektiğine, birliktelik ruhuna ve ortak mücadeleye dikkat çekti. Pasûr’da Leyla Zana halka şu sözlerle seslendi: 
 
 
 
“Bu coşku tüm Türkiye’ye gidecek. Birlikte çok güzel şeyler yaptık çok da eziyet çektik. Mücadele ruhu ile ayakta kaldı Kürt halkı. Çocuklara bakıyorum Yarabbim diyorum üzerime büyük bir yük verdin ama sonra bu ne büyük bir şereftir diyorum. 91’de sesimizi duyanlar şu an bu kentlere hizmet edecek. Bundan daha büyük mutluluk var mı? Anneler, gençler, fedakar arkadaşlarımız ömrümüzü bu mücadelede geçirdik. Yıllar sonra temiz bir miras bıraktık denilecek. Şêx Sait, Orhan Doğan ve niceleri bırakılan temiz mirası devir alacak.”
 
‘Kürdün aklını küçümseme, ortaklaş’
 
Leyla Zana özellikle İstanbul ve diğer metropol kentlerde yaşayan Kürtlere seslendi: “Çağrım bütün Kürdistanlı ve metropollerdeki Kürtleredir. Kendi kimliklerine sahip çıksınlar ve hiçbir bulanıklık içeren söylemlerle de kafalarını karıştırmasınlar. Bütün gücünüzü birleştirin ki 31 Mart’ta başı dik bu seçimlerden çıkalım. Biz kuvvetli isek muhatap da oluruz. Kuvvetli olmasak zayıf olacağız. Biz hapishanelerin kapıları açılsın istiyoruz, tecrit kalksın istiyoruz. Biz halkımızın yeni bir hayata başlamasını istiyoruz. Bütün vatandaşlarımızın ve dostlarımızın DEM Parti’ye destek vermeleri gerekir. Herkesi denediniz bir kere de bizi deneyin ve görün diyoruz. Kürdün aklıyla oynama ve küçümseme. Kürdün aklıyla ortaklaş ki o akıl bütün ülkenin hizmetine girsin.”
 
Bir seçim sürecinin daha sonuna doğru gelirken halk olarak “ulusal birliğe” su ve ekmek kadar ihtiyaç duyduğumuz bir kez daha açığa çıkıyor. DEM Parti’nin bu seçimden güçlenerek çıkması ve özellikle Batı’da belediye meclislerinde söz sahibi olması Türkiye’nin genel siyasetini ciddi şekilde etkileyecek. Yine Leyla Zana’nın birlikteliğe vurgu yaptığı bu süreçte özellikle iç ve dış çatışmalardan uzaklaşılarak asıl mesele olan Kürt sorununa ve İmralı’da tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna yoğunlaşmanın gerekliliği herkesin önünde bir ödev olarak duruyor.