Yerel seçimlerde sandık güvenliği nasıl sağlanacak?

  • 09:01 29 Mart 2024
  • Güncel
 
AMED - Yerel seçimlere birkaç gün kala DEM Parti seçim çalışmalarını hızlandırırken, Avukat Özüm Vurgun sandık güvenliğinin nasıl sağlanacağını anlattı. DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin ise seçmene oylarını korumaları adına çağrıda bulundu. 
 
31 Mart yerel seçimlerine birkaç gün kala Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Parti bir yandan halk ile buluşurken diğer yandan da halka sandığa gidip oy kullanma ve oylara sahip çıkma çağrısı yapıyor. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi Avukat Özüm Vurgun ve DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin de sandık güvenliğine dikkat çekerek ne yapılması gerektiğine dair konuştu.
 
‘Taşımalı oyların olduğu yerde güvenliğe dikkat edilmeli’
 
Seçim güvenliği açısından her partinin kendi özelinde müşahit eğitimleri verdiğini belirten Özüm, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle paylaştı: “Müşahitlikte en çok dikkat etmemiz gereken; oy kullanılmaya başlandığında gizli kabinde kullanılmasıdır. Açık kabinde açık oy kullanımı yapılamaz. Ayrıca görme engelliler hariç diğer engeli olan yurttaşlar ve yaşlılar oy kullandığında kendi akrabaları dahi olsa kabine giremez. Sandık kurulu başkanı da sadece kabine girmeden sesli bir şekilde ve yönlendirme yapmaksızın hangi partinin nerede olduğunu söyleyerek mührü basmasını sağlaması gerekir. Fakat burada hem müşahit olarak hem de halkın anlaması veya yapması gereken şöyle bir durum var; Diyarbakır’da Dicle, Kulp ve Eğil ilçelerinde çok fazla taşımalı seçmen getirilmiş durumda. Bu bölgelerde diğer bölgelere oranla güvenlik önlemlerinin daha fazla olması gerekiyor. Tabi buralarda her yurttaşın kendi oyuna sahip çıkması da gerekir.”
 
‘Kolluk görevlilerinde silah olmaz’
 
Kolluk ve jandarma görevlilerin oy kullanımına dair de konuşan Özüm, kollukta silah olamayacağını ve sandık görevlisinin olduğu yere oturamayacağını dile getirdi. Özüm,  “Hatta bulundukları bahçelerde belediye zabıtaları dâhil olmak üzere üniformalı olarak kimse bulunamaz. Görevli olan kolluk görevlileri silahsız bir şekilde alanda dolanabilir. Herhangi bir durumda oradaki sorunu çözmekle yükümlüdür. Dış ilçelerde özellikle jandarmanın daha küçük köylerde sandık başına oturmasıyla başlayan bir süreç var. 2019 yerel seçimlerinde Dicle’de ve Kulp’ta gördük. Bu görüldüğü an ilgili partiye, YSK’ye, okuldaki görevlilere ya da okula gelen avukatlara bildirmeleri gerekir” şeklinde konuştu.
 
Oy kullanma işleminden sonra ne yapılmalı?
 
Oy kullanma işlemi sona erdikten sonra ne yapılmasına gerektiğine dikkat çeken Özüm, sözlerine şöyle devam etti: “Partili müşahitler açısından ıslak imzalı tutanaklar çok önemli. Müşahitler açısından oy pusulalarının götürüldüğü araçlarda her bir partiden olmak üzere bir görevli o aracın içerisinde olmalı. Bunu genellikle kolluk kabul etmiyor ama aracın içinde de olabilirler, YSK’ye gidene kadar aracı takip de edebilirler. Yani her bir partinin gözetmeni orada bulunabilir. Bu yasada açıktır. Zarfın üzerinde bir, pusulanın üzerindeyse iki tane olmak üzere YSK’nin kendi mührü bulunmaktadır. Mühürsüz zarf ve pusulalar geçersizdir. Özellikle bu saydıklarıma çok dikkat edilmesi gerekir. Her türlü seçmen kendi hakkını ve oyunu korumak için kesinlikle gelmelidir; taşımalı bir sistemde taşımalı bir şekilde oy kullanacak bölgelerde seçim güvenliği için gidilmelidir.”
 
‘Korucular görev verilmediği sürece okullara giremezler’
 
Kurdistan’da koruculuk sisteminin yoğun olduğuna vurgu yapan Özüm, özellikle kırsal kesimlerde kendilerine birçok şeyi hak gördüklerini ifade etti. Korucuların devlet memuru olduğunu anımsatan Özüm, “Devlet tarafından ataması yapılmadığı sürece hiçbir şekilde alanda bulunamazlar. Silahlarıyla alana gelemezler. Propaganda yapamazlar, sadece seçmen olarak orada bulunabilirler. Eğer görevi dışında orada bulunuyorsa yaptığı suç kapsamına giriyor. Bu durumda en yakın kolluk birimine başvurulmalı. Bununla beraber okul müdürüne gidip durum belirtilmeli ve okuldan çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘31 Mart’ın sonucu 5 yılı etkileyecek’
 
Ardından konuşan Pınar Sakık Tekin de DEM Parti olarak yerel seçimlere aylar öncesinden hazırlandıklarını ifade ederek “Bu seçim bizler için çok önemli. 2019 yılında yerel seçimlerinde az bir farkla kaybettiği yerlere yönelen iktidar seçmen taşımacılığı yaptı. Bunlar tabi ki kabul edilebilecek bir konu değil. 8 yıldır irademiz gasp edilip kayyımlar atanıyor. O gün seçmenin vereceği oy önümüzdeki 5 yılı kapsayacak. Bundan kaynaklı partimiz seçmenlerinin sandığa gitmesini istiyor. Halk hem kendine hem de kentine yabancılaştırıldı. Yeniden kendine gelebilmesi için yeniden kentini sahiplenebilmesi için DEM Parti olarak yerel seçimlerde söyleyecek çok söz var. Partimiz Amed’de olamayanlara gelebilmeleri için imkân sağlıyor. Şu ana kadar elimize geçen sayısal veriler 2 bine yakın seçmenin dışarıda olup başvurduğu ve Amed’den de 150 kişinin gideceğidir ama başvurular bitmiş değil, hala da bize ulaşan çokça kişi var” dedi.
 
‘Mücadelesini verdiğimiz kimliğimiz için sandığa gidelim’
 
Yıllardır ülkede seçimlerin olduğuna değinen Pınar, her seçimde iktidarın hileleriyle karşılaştıklarının altını çizdi. Pınar, son olarak şu çağrıda bulundu: “Seçim süreci boyunca halkla beraber çalışmaları yürüttük. Sandık başına giderken de halkla hem emek verdik hem de var olan beklentilerinin hayata geçirilmesini istediklerini gördük. DEM Parti olarak biz de halkımıza çağrı bulunuyoruz; 31 Mart’ta irademize sahip çıkmamız gerekir. Artık barışın, demokrasinin ve özgürlüğün zamanı geldi demek için sandıklara gitmeliyiz. Sadece seçim için değil mücadelesini verdiğimiz dilimiz, kültürümüz ve kimliğimiz için o sandığa gitmeliyiz.”