Kobanê Davası’na çağrı

  • 09:09 16 Nisan 2024
  • Hukuk
 
Melek Avcı
 
ANKARA - DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, Kobanê Davası duruşması öncesi çağrı yaparak, “Davada verilecek olan karar demokratik bir gelecek beklentisi içerisinde olan Türkiye halklarını da doğrudan ilgilendirmekte ve dolayısı ile dosyanın tarafı yapmaktadır” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişi hakkında açılan davanın karar duruşması 17 Nisan’da (yarın) görülecek. 13 bölümden oluşan 5 bin 268 sayfalık mütalaada, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel dâhil olmak üzere 36 siyasetçinin her biri için en az bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniliyor.
 
Görülecek olan karar duruşması öncesi değerlendirme yapar Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl halklara çağrıda bulundu.
 
‘Yargı siyasi iktidarın hizmetine sunuldu’
 
Davada tüm delillerin yargı tarafından görmezden gelinmesinin kumpası gösterdiğini belirten Sevda, “Kobanê Kumpas Davası, kamuoyunda adalet beklentisinin yüksek olduğu ve birçok hukuksuz uygulamanın ve ağır hak ihlalinin aleni şekilde gerçekleştirildiği özel bir hukuk uygulanan siyasi süreçlere yargının aracı edildiği bir yargılamadan ibaret. Dosyanın kumpas mahiyetini şuradan görüyoruz ki davaya konu ettikleri delilleri ve iddiaların aksine gerçekler ortada olmasına rağmen özel olarak oluşturulan mahkeme için gerçek deliller hiç bir anlam ifade etmemiştir. Tarafsız ve bağımsız yargı siyasi süreçler ve siyasi iktidarın hizmetine sunulmuştur” diye konuştu.
 
‘Adil yargılama yapılmadı’
 
Yargılamanın uluslararası alan tarafından da hukuksuz olduğu tespitine rağmen bunun esas alınmadığını söyleyen Sevda, “Suç bağlantısı tespit edilen mahkeme başkanının dâhil olduğu heyet tarafından yapılan işlemler bile ısrarla tüm hukuksuzluklarıyla birlikte sahiplenilmiştir. Türk ceza yargılaması ve uluslararası hukuk da Demirtaş ve Yüksekdağ ile ilgili defalarca kararlar verdi, AİHM kararlarına rağmen yine bu kararlar esas alınmamıştır. Legal demokratik tüm siyasi faaliyetleri vekil olan siyasetçilerin ve seçilmişlerin karşına bir iddianame ve haksız suç isnadları olarak çıkarılmıştır. Onlarca kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen müvekkiller azami tutukluluk süreleri dolmasına rağmen halen tutuklular. Adil bir yargılama yapılmadı. Duruşma süreci müvekkiller için adeta kötü muameleye dönüştürüldü” sözlerini kullandı.
 
‘Barış Kürtler olmadan inşa edilemez’
 
Bu davada çıkacak kararın önümüzdeki süreçte demokrasinin inşasında belirleyici olacağını söyleyen Sevda şöyle konuştu: “Cumhuriyetin ikinci yüzyılı elbette ki Kürtler ve demokratik siyaset yürüten ve toplumsal barış için mücadele eden siyasetçiler yok sayılarak inşa edilemez. Demokratik siyasetin kriminalize edilme çabası ve gayreti Kobanê Davası’nın ana temasını oluşturuyor. Milletvekillerinin de demokratik siyaset ve Kürt sorununun barışçıl çözümü yönündeki tutumu ve biz avukatların adalet ve hukuki zemine dönülmesindeki ısrarımız da devam ediyor” dedi. 
 
Demokratik gelecek isteyen Türkler de dosyanın tarafıdır
 
“Davada verilecek olan karar demokratik bir gelecek beklentisi içerisinde olan Türkiye halklarını da doğrudan ilgilendirmekte ve dolayısı ile dosyanın tarafı yapmaktadır” diyen Sevda, “Kürt halkı ve siyasi iradesine yönelik bu haksızlık ve kendi hukukunu dahi yok sayarak hukuk eliyle gerçekleştirilen mağduriyet hepimizedir. Bu tutumu kabul etmiyor ve itiraz ediyoruz. Yargılanan tüm siyasetçilerin de bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. 17 Nisan da Sincan yerleşkesinde olacağız ve tüm duyarlı kamuoyunu yanımızda görmek adalet söylemimizi büyütecektir” ifadelerini kullandı.