Nurhak’ta hayvancılık bitme noktasına geldi!

  • 09:02 9 Kasım 2023
  • Yaşam
 
Habibe Eren
 
MEREŞ - Depremin etkilediği ilçelerden biri olan Nurhak’ta hayvancılık ve çiftçilik bitme noktasına geldi. 35 yıldır hayvancılık ile uğraşan Arzu Gül, depremden sonra hükümetin kendilerine ne mazot ne de gübre desteği vermediğini, bu nedenle hayvanlarının çoğunu sattığını söyledi. Arzu, “Böyle giderse hayvancılığı bırakacağız” dedi.
 
6 Şubat Mereş depreminin en fazla etkilediği yerlerden biri de Nurhak ilçesi. Depremde resmi olmayan rakamlara göre 87 kişinin yaşamını yitirdiği ilçede çoğu toprak ev ve hayvanların bulunduğu ahır yıkıldı. Adını eteklerine kurulan Nurhak Dağları’ndan alan ilçenin kuzeyinde Elbistan, güneyinde Çağlayancerit, batısında Ekinözü, doğusunda Malatya'nın Doğanşehir ve Adıyaman'ın Gölbaşı İlçeleri bulunuyor. İlçede en önemli geçim kaynağı hayvancılık olurken deprem sonrası hayvancılık neredeyse bitme noktasına geldi. Birkaç aile kendi çabalar ile bu mesleği sürdürse de hükümetin depremden sonra çiftçilere vereceğini iddia ettiği mazot ve gübre desteğini alamadıkları için giderleri karşılayamıyorlar.
 
Karaçar Mahallesi’nde çiftliği olan ve büyükbaş hayvancılık işi ile uğraşan Arzu Gül, depremden sonra çiftçiliğin ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini söyledi.  
 
‘Hayvanları kar suyu ile besledik’
 
Depremin, hayvanlarının doğum sürecine denk geldiğini söyleyen Arzu, gözleri dolarak yaşadıklarını anlattı. Arzu, “Hayvanlarımız yeni doğuracaktı su ve elektrik yoktu. Yani yaşadıklarımız anlatılmaz. Hayvanları kar suyu ile besledik. Ahırlarına kar atıp üstüne yem atıyorduk. Bir hafta boyunca böyle besledik. Su sonradan geldi ancak tekrar kesildi. Hayvanların ölmesinden korktuğumuz için itfaiye ve belediyeden yardım istedik. Suları soğukta titreyerek tanklara dolduruyorduk. Ben 35 senedir hayvancılıkla uğraşıyorum. Onlar benim çocuğum gibi. Ben evde beslediğim, baktığım hayvanın etini yiyemem. Ben büyüttüm, besledim diye aklıma gelir. Depremde onları öyle hatırladıkça hala çok kötü oluyorum” dedi.
 
‘İnsanlar hayvanlarını sattı kimi bedavaya verdi’
 
Depremden sonra hükümetin söylemlerinin aksine kendilerine ne mazot ne de gübre desteğinin yapılmadığını vurgulayan Arzu, “Hepsini kendi imkânlarımızla sağladık. Bugün, hayvancılıkla geçinen ve gelirini buradan sağlayan Biçin Mahallesine süt gönderdim. Onlar da aynı durumdalar, perişanlar. İnsanlar hayvanlarını sattı, kimisi bedavaya verdi” ifadelerini kullandı.
 
‘Hayvanlarımızın çoğunu satmak zorunda kaldık’
 
Şu an 100 tane büyükbaş hayvanı olduğunu ancak depremden iki ay sonra birçoğunu satmak zorunda kaldıklarını kaydeden Arzu, “Geçen 10 tane kestirdik. Destek yok, bir şey yok. Çiftçilik bitti” şeklinde konuştu. Aynı zamanda peynir, tereyağı ve çökelek yapıp satan Arzu, “Rahatsızlıklarım var gene yapmaya çalışıyorum. Çocuk okutuyorum o yüzden çalışmak zorundayım” diye ekledi.
 
‘Gece saat on ikiye kadar çalışıyorum’
 
Günlük rutinin sabah erken saatlerden başladığına değinen Arzu, bir günün nasıl geçtiğini ise şu sözlerle anlattı: “Sabah erken kalkıyorum altı gibi. Kalkar kalkmaz hayvanları yemliyorum, sütünü sağıyorum ardından yemlerini veriyorum. Sonra peynir yapımına başlıyorum, bahçeyle uğraşıyorum. Öğleden sonra tekrar hayvanlara bakmak için çiftliğe gidiyorum. Akşama kadar bu şekilde devam ediyor. Gece boyunca da sütten peynir yapıyorum gece saat on ikiye kadar çalışıyorum.”
 
‘Böyle giderse seneye biz de bırakacağız’
 
 
Hayvanlara bakmanın çok zor ve maliyetli olduğunu ifade eden Arzu, “Yemi, suyu, ilacı ve bakımları var. Çok fazla masraf oluyor, tüm emeğimiz onlara gidiyor. Hiç destek verilmiyor böyle olursa seneye biz de bırakmayı düşünüyoruz. Tarım ve hayvancılık bitme noktasına geldi. Bu da insanların besinin bitmesi demek. Ne ile besleneceğiz, ne yiyeceğiz? Hele ki köyde. Büyükşehirde geçim zaten zor. Köyde en azından tarım ile arpa buğday, elma domates salatalık onunla geçiniyorduk. İlacına gücü yetmezse insanlar ne yapsın?” diye konuştu.
 
Depremden sonra kadınlarla kolektif bir dayanışma içerisinde olduklarını da kaydeden Arzu, “Her gün birimiz toplanıp yapıyoruz. İmece usulü bir dayanışma var. Bizi dayanışma biraz ayakta tutuyor” sözlerini kullandı.
 
‘Çay kaşığı ile veriyorlar kepçe ile alıyorlar’
 
Tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu, vergileri ödeyemedikleri takdirde yüklü cezalar ile karşılaştıklarını söyleyen Arzu, depremden sonra ilçelerinde çok fazla göçün yaşandığını dile getirdi. Arzu, insanların evlerinin yıkıldığını ancak hiçbir yardımın ve iyileştirmenin yapılmadığına dikkat çekerek, “Hükümet çay kaşığı ile veriyor kepçe ile alıyor” sözleri ile tepkisini gösterdi.