Yaşamını mücadele ederek değiştirdi

  • 09:04 2 Mart 2024
  • Yaşam
 
 
Rozerin Gültekin
 
AMED - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne doğru giderken Remziye Ödüngit’in yaşam öyküsüne kulak verdik. Remziye, “İnsan mücadele etmeye başlarsa yaşamında her şey değişiyor. Kadın mücadele ile zulmün, baskının altında çıkıyor” sözleriyle kadınlara sesleniyor.
 
Kadınların erkek egemen sisteme karşı bin yıllardır süren mücadelesi, özellikle son birkaç yüzyılda örgütlenerek sınırları aştı. “Jin jiyan azadî” felsefesi etrafında büyüyen kadın mücadelesi, 21’inci yüzyıla damgasını vurarak özgürlük iddiasını vurguluyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de yaklaşırken, özgürlük mücadelesini esas alarak yaşamını direnişle sürdüren kadınların yaşamına odaklanıyoruz. 71 yaşında olan ve 44 yıldır mücadele eden Remziye Ödüngit’in yaşam hikayesine ve mücadelesine mikrofon uzatıyoruz.
 
Baskılara karşı Amed’e göç ettiler
 
Hezro’nun Dercal köyünde doğan, büyüyen ve 71 yıldır yaşamını orada sürdüren Remziye, ailesinin en büyük çocuğu olması nedeniyle çobanlık, ev işi gibi yaşamın içerisindeki bütün işleri kendisinin yaptığını paylaşıyor. 16 yaşındayken evlenen Remziye, 13 çocuğu olduğunu ve bunlardan 2’sinin yaşamını yitirdiğini dile getiriyor. Remziye, yaşamı boyunca devlet baskısına maruz kaldığını ifade ederken, “Eskiden evimize bir kere baskın yaptılar. Bütün her şeyimizi kırdılar. Bir günde 2 tane akrabamız Silvan’a gitmişti orada çatışma yaşandı. Ben, eşim, yengem, kayınvalidem de Silvan’a gittik onlar için ama bizi gözaltına aldılar. Sabah 05.00’te gözaltına aldılar, akşam 17.00’de bıraktılar. O zaman oğlum Reber daha 3 aylıktı evde bırakmıştım. Bütün gece Reber ağlamıştı. Elini bizden çekmedi devlet. Eşimi, çocuklarımı gözaltına alıyorlardı. Eşimi tehdit ediyorlardı. Biz de 90’lı yıllarda Amed’e göç ettik. Orada 11 yıl kaldık geri köye geldik” sözleriyle baskılar sürerken yaşadıklarını anlatıyor.
 
DEHAP’ta, HDP’de ve DEM Parti’de devletin baskısına karşı mücadele etti
 
Oğlu Çekdar’ın 16 yaşındayken tutuklandığı 5 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldığını ama oğlu Reber’in yaşanan baskılara karşı 2013 yılında PKK’ye katıldığını söyleyen Remziye, “Kızım da daha sonra dayanamadı 2014 yılında kardeşinin yanına gitti. Oğlum da kızım da şehit düştüler. Kızım benim arkadaşımdı. Oğlum Çekdar da yeniden tutuklandı ve 11 yıldır tutuklu” sözlerine yer veriyor. Siyasi parti çalışmalarına nasıl dahil olduğuna değinen Remziye, oğlu Reber’in gitmeden önce kendisini partiye üye yapmak istediğini belirtiyor. Remziye, “DEHAP’a 2011 yılında kayıt oldum, 12 yıl çalışma yürüttüm. 6 yıl yönetimde yer aldım, 6 yıl da ilçe eşbaşkanlığı yaptım. DEHAP’ta, HDP’de ve son olarak şimdi de DEM Parti’deyim. Hala da çalışıyorum. Bütün çalışmalarım devletin zulmüne karşıdır” ifadelerini kullanıyor.
 
‘Kendimi bildim bileli mücadelenin içindeyim’
 
“Ömrüm mücadele ile geçti. 27 yaşımdan beri mücadele ediyorum” diyen Remziye, bir yandan mücadele ettiğini diğer yandan yaşamlarını sürdürmek için hayvancılık yaptığını ekliyor. Remziye, devamla şunları kaydediyor: “Ben kendimi bildim bile bu mücadelenin içindeyim, bu aşka düşmüşüm. Partinin içine girdim, ne için olduğumu öğrendim. Evlendiğim ilk süreçte eşimden çok zulüm gördüm ama mücadele etmeye başlamamla beraber artık eşim bana bir şey yapamadı. Mitinglere, Newrozlara gittim, 2019 yılında Leyla Güven’in başlattığı açlık grevine destek olmak için eylemlere katıldım. Her şeyi yaptım. Çocuklarım da benim mücadelemden etkilendi. İnsan mücadele etmeye başlarsa yaşamında her şey değişiyor. Kadın mücadele ile zulmün, baskının altında çıkıyor. Ben bütün kadınların kendini tanımasını ve haklarına sahip çıkmasını istiyorum. Kadınlar bilinçlenirse kendilerine yapılan zulme karşı gelebilirler.”
 
Sarı, kırmızı, yeşil tülbendiyle çalışıyor…
 
Her daim başında sarı, kırmızı, yeşil renklerin yer aldığı tülbendi ile çalışmalarda yer alan Remziye sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Çocuklarım bana hep derdi ‘her şey senin için’ diye. Ben de hem çocuklarım hem de kendim için mücadele ediyorum. Barışın gelmesini istiyorum. Herkes çocuğu ile bir arada olsun. Kanımın son damlasına kadar mücadelemi sürdüreceğim.”