Orta Doğu’da çocuk olmak… (8)

  • 09:01 22 Nisan 2024
  • Dosya
 
Sistematikleşen baskılar ve Kürt çocuklar...
 
Derya Ceylan 
 
HABER MERKEZİ - Kurdistan’da tarih boyunca süren zulüm, son 22 yıl içinde AKP-MHP iktidarlığı süresince sistematikleşti. Çatışmalar, infazlar ve devlet eliyle yapılan ihlallerle Kürt çocukların temel insan hakları ciddi şekilde tehlike altında. Kürt çocukların yaşam koşulları her geçen dün daha fazla zorlaşırken uluslararası örgütlerin çağrıları da yetersiz kalıyor. 
 
Ortadoğu, tarih boyunca birçok çatışma ve siyasi değişimin odağı oldu. Bu bölge, zengin kültürel mirasının yanı sıra, çeşitli etnik ve dini grupların karmaşık ilişkilerini de barındırıyor. Türkiye de, bu çeşitlilik içinde özellikle önemli bir konuma sahip. Ülkedeki Kürt nüfusu, tarih boyunca çeşitli sosyal ve siyasi baskılara maruz kaldı. Son yıllarda, Kurdistan ve Türkiye'deki Kürt çocukların yaşadığı zorluklar, uluslararası toplumun dikkatini çeken bir mesele haline geldi. Bu çocuklar, eğitim, sağlık, yaşam ve barınma gibi temel insan haklarından yeterince yararlanamıyor, hatta zaman zaman bu haklar devlet eliyle açıkça ihlal edildiği uluslararası ve insan hakları örgütlerinin raporlarına da yansıyor. 
 
Dosyamızın bu bölümünde aynı zamanda 23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla 22 yıllık AKP-MHP iktidarında, Kürt çocukların nasıl defalarca hedef haline geldiği ve maruz kaldığı ihlalleri detaylandırdık. 
 
Tarih boyunca süregelen zulüm
 
Kürt çocuklarına yönelik zulüm, 1930'larda başlayan Zilan ve Dersim katliamları ile zirveye ulaştı. Bu dönemde binlerce çocuk hayatını kaybetti. Roboskî Katliamı gibi saldırılarla bu zulüm devam etti. 2011'de gerçekleşen Roboskî Katliamı’nda, aralarında çocukların da bulunduğu 34 sivil hedef alındı ve hayatını kaybetti. AKP iktidarı boyunca devletin çocuklara yönelik şiddeti sistematik bir hale geldi. Tayyip Erdoğan'ın 2006'daki "Kadın da olsa, çocuk da olsa gereken neyse yapılacak" açıklaması, infazların ve şiddetin devlet politikası haline geldiğinin açık bir işaretiydi.
 
Katledilen çocuklar ve unutulmayan isimler
 
Asker ya da polis tarafından yapılan infaz ve şiddet eylemleri ile özellikle Kürt çocukları hedef alındı.
 
Uğur Kaymaz: 13 kurşunla katledildi
 
12 yaşındaki Uğur Kaymaz, 2004'te Mêrdîn’in (Mardin) Qoser (Kızıltepe) ilçesinde babasıyla birlikte polis tarafından katledildi. Katliam, çatışma olarak açıklandı ve yargılanan dört polis beraat etti. AİHM, Türkiye'nin yaşama hakkını ihlal ettiğini belirterek, Kaymaz ailesine tazminat ödenmesine hükmetti. Uğur'un adının verildiği bulvar ve heykel, 2017'de kaldırıldı. Annesi ise 2016'da çalıştığı belediyeye atanan kayyım tarafından işten çıkarıldı. Uğur’u ve babasını katleden polislerden adını değiştiren Yaşafettin Açıksöz, 2016'da 15 Temmuz darbe girişiminde öldürüldü ve adı bir köprüye verildi.
 
28 Mart 2006 olayları: Enes ve Mahsum katledildi 
 
24 Mart 2006'da, Mûş kırsalında çıkan çatışmada yaşamını yitiren 14 PKK’linin cenazeleri Diyarbakır’a getirildi. 28 Mart 2006'da Amed’de düzenlenen cenaze töreni sonrasında başlayan protestolar, 31 Mart'a kadar devam etti ve polisin saldırısı sonucunda 13 kişi yaşamını yitirdi, 300 kişi de yaralandı. Bu olaylar sırasında, 8 yaşındaki Enes Ata ve 17 yaşındaki Mahsum Mızrak, polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Her iki çocuğun ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmalar, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na taşındı. Polislerin olay günü gaz fişeği kullandıkları tespit edildi. Ancak, Diyarbakır Valiliği, polisler hakkında soruşturma izni vermedi. 2009'da, soruşturma izni alındı ve iddianameler hazırlandı. 2018'de, fail polisler için “yeterli delil bulunamadığı” iddiasıyla beraat kararı çıktı. İstinaf Mahkemesi, 2019'da usul yönünden kararı bozdu. Yargılama sırasında, delillerin kaybolması ve değiştirilmesine tepkiler yükseldi. Daha sonra davanın taşındığı AİHM, Türkiye'yi etkin soruşturma yürütmediği için suçlu buldu ve Mızrak ailesine tazminat ödenmesine karar verdi. Son duruşmada, faillerin işledikleri suçlardan beraatları onandı. 
 
Ceylan Önkol: Havan mermisinin patlaması sonucu yaşamını yitirdi
 
Bir diğer çocuk katliamı ise Amed’in Licê ilçesinde yaşandı. 28 Eylül 2009'da 12 yaşındaki Ceylan Önkol, Licê'de evinden 200 metre uzaklıkta TSK’ye ait bir havan mermisinin patlaması sonucunda yaşamını yitirdi. Ceylan’ın katledildiği yere yetkililer, güvenlik endişesiyle gelmedikleri için cenaze 6 saat sonra köylüler tarafından jandarma karakoluna götürüldü. Ceylan’ın cenazesi daha sonra otopsi için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Ancak çıkan raporda, Ceylan’ın patlayıcı cisme bıçakla vurduğu iddia edildi. Ailesi, Ceylan için adalet mücadelesini sürdürmeye devam etti. 
 
Zırhlı araç çarpması sonucu ölümler
 
Son 15 yılda, Kürt çocukları hedef alan bir diğer durum ise zırhlı araç çarpmaları oldu. İHD’nin 2023 yılı verilerine göre zırhlı araç çarpması sonucu 21 çocuk hayatını kaybetti. Bu tür katliamlar, özellikle Kurdistan’da süreklilik haline gelirken, çocuklar hedef alınmaya devam edildi. 
 
Muhammed ve Furkan Yıldırım: Zırhlı araç ile katledildi
 
3 Mayıs 2017'de Şirnex’in Silopiya ilçesinde, bir polis panzeri, bir evin duvarını yıkarak içeri girdi ve içerde uyuyan iki kardeş, 7 yaşındaki Muhammed ve 6 yaşındaki Furkan Yıldırım'ı katletti. Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, panzer sürücüsü polis Ömer Yeğit 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı, görevlendiren amiri Murat Maden ise beraat etti.
 
Asimilasyon ve uyuşturucu politikaları
 
Son 22 yılda Kürtlere yönelik asimilasyon politikaları da devam etti. Bu politikalar, özellikle yatılı okullarda okuyan Kürt çocukların Türkleştirilmeye çalışılmasıyla sürdürüldü. Aynı zamanda Kürtçe eğitim veren kreşler ve okullar hükümet tarafından kapatıldı. AKP'nin bir diğer politikası ise, çocukları hedef alan uyuşturucuyu teşvik etmesi oldu. Okul önlerinde ve çocukların bulunduğu alanlarda devlet kontrolü altında uyuşturucu satışı yapılırken, binlerce çocuk madde bağımlısı haline getirildi.
 
İş cinayetleri ve ekonomik yıkım
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) verilerine göre, AKP'nin iktidarda olduğu dönemde en az 909 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu ölümlerin, tehlikeli ve güvensiz çalışma koşullarından kaynaklandığına dikkat çekilen verilerde, AKP'nin politikaları sonucunda, ülkenin adeta bir çocuk mezarlığına çevrildiği ve ekonomik kriz ile yoksulluğu derinleştirdiği vurgulandı. 
 
Güncel olaylar ve veriler
 
Son dönemde, Amed ve Wan gibi kentlerde asker ya da polislerin zırhlı araç kullanımı sonucunda meydana gelen çocuk katliamları, sorunun devam ettiğini gösteriyor. 2022 yılında, en az 5 çocuk bu tür katliamlar sonucu hayatını kaybetti.
 
Uluslararası tepkiler ve resmi açıklamalar 
 
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kurumlar, Türkiye'deki Kürt çocukların durumu hakkında yayınladıkları raporlarla, Türkiye’yi çocuk haklarını korumaya davet etti. Ancak bu çağrılara rağmen AKP iktidarı, somut hiçbir adım atmadı. AKP hükümeti ise çocuk katliamlarını ve çocuğa yönelik suçları reddederek, herkese eşit muamele yapıldığını öne sürdü. Uluslararası kurumlar ise, AKP iktidarının açıklamalarını yetersiz kaldığını her fırsatta dile getirmeye devam ediyor.
 
Sosyo-ekonomik etkiler 
 
Çocuk hakları ihlalleri, Kurdistan’daki sosyo-ekonomik durumu daha da kötüleştiriyor. Çalışma koşullarının kötülüğü ve yüksek işsizlik oranları, çocuk yaşta çalıştırılmaları da arttırırken, eğitim haklarını da ellerinden alıyor. 
 
Benzer sorunlar Suriye ve Irak’ta da yaşanıyor 
 
Çocuğa yönelik suçlar ve hak ihlalleri, Suriye ve Irak'ta da yaşanıyor, ancak Türkiye'deki durum, devlet eliyle yapılan müdahalelerin yoğunluğu açısından dikkat çekici.
 
Uluslararası örgütlerden çağrı
 
AKP döneminde asker ya da polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Kürt çocukların sayısı artarken, yargılamalar da çoğunlukla cezasızlıkla sonuçlandı. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, bu çocukların haklarını koruma ve adil bir yaşam sağlama çağrılarını yinelerken, sorumluluk alma noktasında geri planda kaldı.
  
Yarın: Güney Kurdistan’da çocuğa yönelik suçlarda artış