Avukat Newroz Uysal: Avukat, Kürt kadını ve Cizreli olarak grupta yer aldım

  • 16:07 30 Eylül 2022
  • Hukuk
 
 
DİYARBAKIR - Cizre yasağı döneminde ekli olduğu whatsapp grubundan kaynaklı yargılanan avukat Newroz Uysal, “Grubun örgüt talimatıyla kurulduğu söyleniyor fakat bunun hiçbir örgüt talimatıyla alakası yoktur. Devletin suçlarına karşı avukat olarak, Kürt kadını olarak ve Cizreli olarak grupta yer aldım” dedi.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında “örgüt üyeliği” ve birleşen dosyalarından kaynaklı hakkında dava açılan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal’ın 6’ncı duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Newroz ve avukatları Halise Dakalı, Mehdi Özdemir ve Mesut Beştaş hazır bulundu. Newroz’un meslektaşları da destek amaçlı izleyici salonunda yerini aldı.
 
‘Mahkeme ara karar vermeli’
 
İlk olarak konuşan avukat Halise Dakalı, birleşen dosyalarda iddianamenin yargılama konusuna bakıldığında yer alan tek şeyin mesleki faaliyetler olduğunu söyledi. Halise, avukatlar olarak sadece mesleki faaliyetlerini yapmadıklarını topluma karşı her alanda sorumluluklarının da olduğunu kaydetti. Halise, “Müvekkilimiz Cizre yasaklarında insanlık suçu işlendiği için evi yıkılan insanlar, yaşamını yitiren insanlar için yani mesleki faaliyetlerini yerine getirdiği için yargılanıyor. CMK 170’inci maddesine aykırı bir iddianamedir. Ayrıca kolluk tarafından hazırlanan bir iddianamede var olan suçlara dönük herhangi bir delil yoktur. Mahkemenin ara karar vermesi gerekir” dedi.
 
İddia makamı Newroz’un avukatlarının soruşturma ve kovuşturma talebini reddetti.
 
‘Ağır hak ihlallerine sessiz kalmazdım’
 
Ardından savunmasını yapan Newroz, “Esas dosyada savunmamı sunmuştum. Cizre yasakları döneminde kurulan whatsapp grubunda olmam orada yaşana hak ihlallerinden kaynaklıydı. Bahsi geçen gurubun örgüt talimatıyla kurulduğu söyleniyor fakat bunun hiçbir örgüt talimatıyla alakası yoktur. Devletin suçlarına karşı avukat olarak, Kürt kadını olarak ve Cizreli olarak grupta yer aldım. İlk yasak Muş Varto’da 10 ve 15 Ağustos 2015 yılında Kevser Eltürk’ün (Ekin Van) yere yüzükoyun yatmış şekilde başında da üç özel harekât jandarma olduğu anlaşılan erkeklerin verdiği fotoğraftı. Muş Valiliği bununla ilgili yaptığı açıklamada sorumlular hakkında soruşturma yapılacağını duyurdu. Bu olaydan sonra diğer kentlerde ve ilçelerde yasaklar başladı. Yaşananları salt bireysel insan hakkı olarak ele almayı da aşan insanlığa karşı suçtur veya hukuksal zeminde savaş suçları bağlamında değerlendirilmelidir. Bu ağır tablo karşısında sessiz ve duyarsız kalamazdım. Bu nedenle üyesi ve olay tarihi itibarıyla İstanbul Şube Yöneticisi olduğum ÖHD çağrısına cevap veren onlarca avukattan biri oldum” diyerek yasaklar döneminde yaşanan hak ihlallerini tek tek anlattı.
 
‘Örgütsel değil hukuksal çalışmalardır’
 
Yaşananlara dair ÖHD’nin, sivil toplum örgütlerinin ve baroların raporlar hazırlayarak paylaştığına değinen Newroz şu ifadelere yer verdi: “Bu raporlar kamuoyuyla paylaşıldı. Aynı raporlar uluslararası alanda AK İnsan Hakları Komiserliğine, BM, İnsan Hakları Komitesi ve genel sekreterliği, AİHM, bağlı olduğumuz hukuk kurumları paylaşıldı. Aynı raporlar AİHM ve BM bireysel başvurularında delil olarak kullanıldı. İç hukukta CBS İdare Mahkemeleri ve AYM’ye sunuldu. Yani bunlar gizli veya örgütsel değil hukuksal çalışmalardır. Bu raporlar dışında Türkiye’de birçok farklı ilde dönemin yetkilileri hakkında suç duyurularında bulunduk. Fakat savcılıklar işlem yapmak yerine kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi.
 
Sizin burada vereceğiniz karar gerçekleri değiştiremez
 
Sonuç olarak somut delilleri ile ortaya konulan insanlığa karşı suçu teşhir etmenin sorumluları yargı önünde hesap vermeye davet etmenin suç olarak değerlendirilmesi, huzurunuzda sanık sıfatıyla bulunmamız; iddianamenin sefaletinin en temel göstergesidir. Yargılanması gerekenler biz hukukçular değil insanlığa karşı suç failleri ve emir verenlerdir. Siyasal iktidara karşı demokratik eleştiri hakkımızı kullanmış olmamız suçluları sarsmış ve şok etmiş olabilir. Oysa vicdanları ve yargı faaliyetini yürütenleri asıl yapması gereken sivillere karşı işlenen, insanlığa karşı suç fiilleridir. Biz suç teşkil eden bir şey yapmadık, hukukçular, avukatlar olarak bu tür uygulamalara karşı çıkmayacaksak kimler karşı çıkacak. Diyecek son sözüm bugün oraya gittik diye bizi yargılayan sizlere karşı ölümleri engelleyemediğimiz için, daha fazlasını yapamadığımız için özür dilerim. Yaşanan katliama savaşa karşı suç olarak hiçbir dünya değer yargısında suç olarak kabul edilemez. Sizin burada vereceğiniz karar da bu gerçeği değiştiremez. Aslında bugün burada Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatı olmam yargılanıyor. Yaşamını yitirenlerin, işkence, baskı görenlerin avukatlığını yapmam yargılanıyor.”
 
‘İnsanlık suçlarına karşı grupta yer alıyordu’
 
Halise, Newroz’un Cizre yasaklarında dahil olduğu whatsapp grubuna değinerek, “Müvekkilim yaşanan insanlık suçlarına karşı o gruptaydı. Evet, o grupta olmayabilirdik fakat 100’lerce avukat vardı. Müvekkilim Cizre’de katledilen Cemile Çağırga’nın cenazesinin günlerce derin dondurucuda saklanmasına karşı, yol ortasında katledilen Taybet ananın cenazesinin günlerce yerde kalmasına ve çocuklarının günlerce kapıdan bakıp annelerinin cenazelerini alamadıkları için o gruptaydı. Ayrıca birleşen dosyalardan hazırlanan iddianamede haber başlıkları hiç değiştirilmeden kopyalanıp yapıştırılmış. Bu iddianame kabul edilir değil. Örgütün talimatı olamaz. Birleşen dosyalardan müvekkilimin beraatını talep ediyoruz. Yurt dışına çıkma yasağı tedbirinin kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü mesleki faaliyetleri sekteye uğruyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Avukatlık faaliyetleri yargılanıyor’
 
Savunma yapan bir diğer avukat Mehdi Özdemir, “Önceki beyanlarımızı tekrar ediyor ve meslektaşlarımın dediklerine katılıyorum. Yasaklar döneminde yaşanan ağır insanlık suçlarına sebebiyet verenlerin yargılanması gerekirken avukatlık ve hukuk faaliyetleri yargılanıyor. Hazırlanan iddianameyi kabul etmemiz mümkün değildir. Müvekkilimizin beraatını istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Müvekkilim suçlu olamaz’
 
Son olarak savunma yapan avukat Mesut Beştaş, “Avukatlık faaliyetlerinin yargılandığı gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Müvekkilim yasak döneminde ağırlıklı olarak Cizre’de kalıyordu. O süreçte yaşananlar askeri yetkililerin yargılanmasına neden oluyorsa benim müvekkilim suçlu olamaz. Yasakların nedeni de 15 Temmuz darbe girişimine ortam hazırlamaktı” dedi.
 
İddia makamı avukatların Newroz’a dair yurt dışı yasağı tedbirinin kaldırılması talebini reddetti.
 
Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından mütalaanın hazırlanması için savcıya dosyanın gönderilmesine ve adli kontrol tedbirinin devam etmesine karar verdi.
 
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 21 Aralık tarihine erteledi.