Özel savaş politikaları ve Meryem Sevim davası!

  • 09:07 1 Kasım 2023
  • Kadının Kaleminden
 
 
“Bir kadının katledilmesi ile sonuçlanan ve uyuşturucu, tehdit, TİKTOK ve itirafçılık çemberi etrafında şekillenen bu hikâye bugün binlerce gence uygulanıyor.  Yazıda hiç yer vermediğimiz ‘sistemin eli’ aslında bu hikâyenin her adımında. Gençlerin kullandığı uyuşturucudan tutalım, Musa Sevim’in 20 suç kaydı olmasına rağmen tutuklanmamasına kadar her adımında var.” 
 
Medine Mamedoğlu 
 
Kurdistan kentlerinde özellikle 2016 yılından sonra yürütülen özel savaş politikalarını bugün yaşamımızın her alanında hissediyoruz. Sokakta, evde, okulda ya da iş başında yansımalarını gördüğümüz bu politikalar en ağır şekilde yürütülmeye devam ediyor. Özellikle gençler, çocuklar ve kadınlar üzerinde yürütülen bu politikalar hepimize tanıdık gelecek hikâyelere neden oluyor. Uyuşturucu, fuhuşa zorlama, üniformalı şiddet/ilişki kurma, ajanlık dayatmaları veya asimilasyon gibi uygulamalarla gerçekleştirilen bu politikaları kadın cinayeti dosyalarından tutalım, Amed’de uyuşturucu kullanımının 9’a düşmesi ile doğrudan bağlantılı. Peki, iki yıl önce nedir diye tartıştığımız herkesin ağzında olan bu özel savaş politikalarının bugün en net örneklerini nerede hangi dosyalarda görüyoruz? Ya da bu politikaların her aşamasını haberleştiren ve karşı karşıya kalan biz gazetecilere bu noktada ne düşüyor? Halkı, gençleri ya da aileleri bu konuda hangi somut örneklerle bilinçlendirebiliriz. 
 
Kadını hedef alan bu politikaların en somut örneğini bizler İpek Er dosyasında gördük. Uzman çavuş Musa Orhan tarafından sistematik cinsel saldırıya uğradıktan sonra intihara sürüklenen İpek Er, ardında bıraktığı mektupla yaşamına son verdi. İpek Er’den sonra Şırnak ve Hakkâri’de ortaya çıkan, korucu ve uzman çavuşların öncülük ettiği fuhuş çetesi de kısa sürede teşhir edildi. Bunların ardından Van’da, Iğdır’da, Diyarbakır’da ve Mardin’de uzman çavuş ya da üniformalılar tarafından işlenen suçlar bir bir açığa çıktı. Yargının koruduğu üniformalı kişi veya kişiler Kurdistan’da aynı suçları işlemeye devam etti. Yaşamımızın her alanına gerek işimiz gerek sosyal yaşantımız gerek ise dilimizle dâhil olmaya çalışan bu politikalar her sokak başında pusu kurmuş durumda. 
 
Bu politikaların nasıl sonuçlar doğurduğunun en son örneğini ise Meryem Sevim dosyasında gördük. Meryem Sevim,  geçtiğimiz yılın 12 Kasım gecesinde henüz 22 yaşındayken eski erkek arkadaşı olduğu belirtilen Musa Sevim (24) tarafından ateşli silahla katledildi. 9 kurşunla katledilen Meryem Sevim yaşamını yitirirken, fail Musa Sevim ise 45 gün sonra yakalanarak tutuklandı. Bu ana kadar kadın katliamı olarak nitelendirdiğimiz bu olayın iç yüzü ise yukarıda detayları ile anlattığımız özel savaş politikaları ile dolu. Kişilerin aileleri, doğdukları yer yine kurdukları sosyal ilişkiler ise Kurdistan’da son yıllarda yürütülmek istenen politikaların en okunabilir örneklerinden. 
 
20 suç kaydına rağmen tutuklanmadı 
 
Katliamın faili Musa Sevim’i incelediğimizde henüz 24 yaşında olan Musa Sevim Lice doğumlu. ‘Emniyetin itirafçısı’ olarak bilinen Musa Sevim, önceki yıllarda YPG’ye katıldıktan kısa süre sonra teslim oldu. Etkin pişmanlıktan faydalandıktan sonra 7 ayın sonunda serbest bırakılan Musa Sevim dışarıda yaşamına devam etti. Kurduğu yoz ilişkiler, taşıdığı ruhsatsız silahlar ve kullandığı uyuşturucular ile bu yaşamı örmeye çalışan Musa Sevim bu süreçte onlarca suç işledi.  Bunlardan 4’ü adam öldürmeye teşebbüsten olmak üzere 20 suç kaydı bulunan Musa Sevim, bu suçlara rağmen tutuklanmadı. Yurtsever bir aileden gelen ancak kendi benliğini kaybeden fail, korunarak geldiği son adımında bir kadını katletti. 
 
TİKTOK paylaşımları 
 
Meryem Sevim ise henüz 22 yaşında, Musa Sevim gibi yurtsever bir ailede büyümüş. Dicleli bir ailenin en küçük çocuğu. Ailesi tarafından özenle yetiştirilen Meryem Sevim ve Musa Sevim’i tanıştıran platform ise bugün Türkiye’de milyonlarca insanın kullandığı TİKTOK uygulaması. Bu uygulama üzerinden tanıştıktan sonra bir ilişki yaşayan ikilinin çevresi de kendileri gibi sosyal medyada tanınan isimlerden. Duruşmada adı sık sık geçen silah taşıma ve uyuşturucu kullanma nedeniyle haklarında soruşturma açılan bu kişiler hem Musa hem de Meryem Sevim’in arkadaşları.  Meryem Sevim’in 20 bini aşkın takipçisinin bulunduğu TİKTOK hesabında yaptığı paylaşımlar ise bu politikalara neden maruz bırakıldığının en net göstergesi. 
 
Meryem’i katletti
 
Yaşanan ilişki kısa sürerken, durumu kabullenemeyen Musa Sevim, arkadaşları ile birlikte 75 semtinde gittiği bir kafede Meryem Sevim’i çıkardığı silahıyla katletti. Yanında 5 arkadaşı bulunan Musa Sevim, “İhanettin affı olmaz” diyerek silahını önce iki ardından ise 7 kere ateşliyor. 1 buçuk ay firari kaldıktan sonra Lice’deki köyünde gözaltına alınan Musa Sevim katıldığı duruşmada yaptığı tahrik savunması ise kimseyi şaşırtmadı. Onlarca tanık ve müştekinin dinlendiği bu duruşmada da olayın iç yüzünü ve gençlerin düştüğü çukuru gözler önüne serdi. 
 
Sosyal medya, uyuşturucu ve silah taşıma döngüsü 
 
Meryem Sevim’in uyuşturucu kullanmasına engel olmak için onun yanında olduğunu söyleyen Musa Sevim, kendi çevresi ile Meryem’in çevresinin de uyuşturucu kullandığını duruşmada ifade etti.  Duruşmada olayın yaşandığı an Musa Sevim’in yanında bulunan kişiler ise Bağlar ve Sur’da büyüyüp yaşayan gençler. Aralarında güvercin besleyen de var, tekstil işinde çalışan da var. Yaşları 16-24 arası değişen bu gençler verdikleri savunmasında  “Hepimiz emanet(silah) taşırız” sözlerini sarf ederken, alınan hem sanık hem de tanık savunmalarında gençler arasında dönen sosyal medya, uyuşturucu ve silah taşıma döngüsü de dikkatlerden kaçmıyor.  
 
Sürekli tehdit etti 
 
Aralarında kurdukları ilişki hem özel savaş hem de bilinçsizliğin boyutunu gözler önüne sererken, bu süreç Meryem Sevim’in katledilmesi ile sonuçlandı. Duruşmada sık sık, “İnsan sevdiğine bunu yapar mı?” sözlerini sarf eden fail Musa Sevim, Meryem’i katletmeden önce hem kendisine hem de ailesine, “Elim kolum uzundur ben her şeyi yaparım”, “Ya benimsin ya toprağın” diyerek sürekli tehdit ettiği öğrenildi. Duruşmada kendisi hakkında haber yapan gazetecileri de hedef alan Musa Sevim, Meryem Sevim’i destek için salonda bulunan kadın kurumlarına ve avukatlara da hakaretler ederek tehditlerde bulundu.  
 
‘Ben bunun neresindeyim?’
 
Birkaç farklı detayı veremediğimiz bu duruşma 5 saat sürdü. 5 saat boyunca biz gazeteciler yıllardır yazdığımız, tanık olduğumuz özel savaş politikalarının vücut bulmuş halini dinledik. Berivan’dan, Songül’e, Songül’den Yakup’a… Bir kadının katledilmesi ile sonuçlanan ve uyuşturucu, tehdit, TİKTOK ve itirafçılık çemberi etrafında şekillenen bu hikâye bugün binlerce gence uygulanıyor.  Yazıda hiç yer vermediğimiz ‘sistemin eli’ aslında bu hikâyenin her adımında. Gençlerin kullandığı uyuşturucudan tutalım, Musa Sevim’in 20 suç kaydı olmasına rağmen tutuklanmamasına kadar her adımında var. Bugün her gencin bu adımlara bakıp ‘Ben bunun neresindeyim?’ diyerek hem kendini hem de çevresini bilinçlendirmesi gerekiyor. Önce kendinden başlayıp, ailesini ve mahallesini yürütülen bu politikalara karşı bilinçlendirip daha fazla kadın katledilip, daha çok gencin bu bataklığa düşmemesi için çalışması gerekiyor.