Gültan Kışanak: Alevi ve Kürt bir kadın olarak ikinci sınıfı kabul etmeyeceğim

  • 12:23 29 Kasım 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan DBB eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, “Ben bu ülkede halkım tarafından 3 kez seçilen bir kadın siyasetçiyim bir yere gitmeyeceğim. Bu ülkede de başıma ne geldiyse kadın olarak ikinci sınıf olmayı kabul etmediğim için geldi. Kürt, Alevi olarak ikinci sınıfı kabul etmedim etmeyeceğim” dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 19’uncu duruşması 6’ncı oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar katıldı.
 
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
 
Kimlik tespitinin ardından duruşma,  Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın savunmasıyla başladı. 
 
Talep reddedildi 
 
Bulunduğu Kandıra Cezaevi'nde Mart ayından itibaren tadilatın olduğunu belirten Gültan,  bağlandığı SEGBİS odasında tadilatın olduğu ve erkeklerin bulunduğu cezaevi'ndeki  SEGBİS odasına getirildiğini ama bunun da savunma hakkı için sağlıklı olmadığını ifade etti. Gültan, yarım saat savunma verip ardından sözü diğer siyasetçilere vermek istediğini talep etti. Mahkeme heyeti Gültan’ın talebini reddetti.  
 
Mahkeme heyetine: Bu telaşınız niye? 
 
Yeniden söz alan Gültan, mahkeme heyetine, “Sizin bir yargıç olarak; başından beri tüm taleplerimizi reddetme, savunma yapabiliyor muyuz? Umurunuzda değil. Kararınız belli, bizleri mecburiyetten dinliyorsunuz ve bir an önce bu işi bitireyim diye bakıyorsunuz. Toplu bir dava görülüyor, bu davanın gidişatını da yönetmeniz gerekiyor ama öyle bir kaygınız da yok. En ağır ceza tehdidi altında olan biziz, biz telaş etmiyoruz siz niye bu kadar telaş ediyorsunuz. Biz gerçekte ne olduğunun doğru anlaşılmasını istiyoruz, ters yüz edilen hakikati düzeltmek amacımız” dedi. 
 
 6-8 Ekim olaylarında sorumluluğu olanların listesini getirilmesi talebi 
 
Çözüm sürecinde yaşanan provekelerin 7-8 Ekim’de devreye girdiğini dile getiren Gültan, 7-8 Ekim olaylarının demokratik hakların kullanımı dışında bir mesele olduğunu ve Türkiye’nin aydınlık bir geleceğe kavuşmak istiyorsa bu durumun araştırması gerektiğine dikkat çekti. Gültan, “Bu provokasyonun arkası aydınlanmazsa ilerde daha fazla provokasyon görür ve yaşarız. Bu memlekete başkaca kumpas davaları açan çevrelerin olduğu biliniyor. O dönemde bilgisayar ortamlarında tutulan tutanaklara göre mi açığa çıkaracaksınız?” diye soran Gültan, 6-8 Ekim olaylarında, Diyarbakır’da görevli olan Emniyet müdürü, yardımcıları, TEM’in sorumlularından kaç kişinin darbe teşebbüsü yapan örgütün üyesi olmaktan görevden alınıp yada soruşturmaya uğradığının araştırılması ve listesinin dosyaya gönderilmesini talep etti. 
 
‘Bastırma operasyonları başlatıldı’
 
2006 yılında demokratik siyasetin rafa kaldırılması için iktidarın harıl harıl çalıştığı bir yıl olduğuna vurgu yapan Gültan, iktidarın yeni bir bastırma harekatına karar verdiğini kaydetti. Gültan, “Bastırma hareketi süreçlerinde öyle kamuoyuna söylendiği gibi; sadece ellerinde silah olanlar değil, muhalefet eden tüm kesimlereydi. Muhalefet eden tüm kesimlerin cezaevine atılmasıyla topluma ‘bana biat edin’ mesajı verildi. 2015’ten sonra iktidar böyle bir yola girdi, iktidarın oy derdi vardı. 2014 yerel seçimlerinde BDP’nin 56 belediyesi varken, 102 belediyede seçimi kazandı ve buda iktidara dert oldu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı olduğumda AKP bütün gücünü Diyarbakır’a yığarak her yolu denedi. Seçim boyunca partim ve ben provakatif eylemlerle karşılaştık ama buna rağmen kazandık. İktidarın çabuk kabul ettiği bir süreç olmadı. 7 Haziran 2015 genel seçimleri oldu, HDP’nin etkili muhalefeti ve sandık sonuçları nedeniyle, tek başına iktidar olma şansını kaybeden bir iktidar 7 Haziran seçimlerini iptal ederek, 1 Kasım’da yapılan seçimlerde azda olsa iktidarını koruyacak imkanı kendisine özel olarak yarattı” diye belirtti. 
 
Alevi ve Kürt bir kadın olarak ikinci sınıfı kabul etmeyeceğim 
 
Türkiye’de, “7 Haziran-1 Kasım arasında ne oldu?” sorusuna 7 yıldır cevap verilmediğini dile getiren Gültan şöyle devam etti: “HDP milletvekillerine dönük bir operasyon başlatıldı. O yıl içinde bana AKP’liler tarafından, ‘başkan sanki hükümet böyle bir hazırlık yapıyor’ diye onlarca kez şey söylendi. Bunun benim kaçmam için yapıldığını biliyordum ama kaçmadım doğru bulmadım. Kaçmayacağım, bir yere gitmeyeceğim, bu ülke bizim ülkemiz. Ben bu ülkede halkım tarafından 3 kez seçilen bir kadın siyasetçiyim bir yere gitmeyeceğim. Bu ülkede de başıma ne geldiyse kadın olarak ikinci sınıf olmayı kabul etmediğim için. Kürt, Alevi olarak ikinci sınıfı kabul etmedim etmeyeceğim. Eşitlik için bu yaşıma kadar bedel ödedim bir yere gitmem, AKP, bana kaç demesine rağmen.”
 
Cezaevinden siyasetçilere: Sizi daha erken bekliyorduk 
 
Kandıra Cezaevi'nde bir kadın bloğunun oluşturulması için talimat verildiğini söyleyen Gültan, cezaevi yönetiminin kendilerine, “Bizi sizi daha erken bekliyorduk” gibi sözlerin söylendiğini ifade etti. Gültan, “Bunların delili; dokunulmazlıkların kaldırılması ve belediyelere yönelik kayyımların atanması. Burada bulunan bütün arkadaşlarımızın cezaevinde rehine tutulmamız AKP iktidarın talimatıyla olmuştur. Bunu size kanıtlarıyla sunuyoruz, bu kanıtlardan birtanesi Binali Yıldırım’ın imzasıyla ardından çekilen belediyelere yönelik teklif var. Bu teklifin Meclis’te hangi tarihte verildiğini hangi tarihte çekildiğinin tespit edilerek, dosyaya eklenmesini talep ediyorum. Bunlar araştırılıp getirilirse siyasi kumpasın ne olduğunu görürsünüz. Biz de mecburen suçsuz olduğumuzu anlatmak zorundayız ki kanıtlama görevini bize bıraktığınız için biz de size kanıtlara ulaşmanızın yollarını söylüyoruz. O dönemde tamamen siyasi bir amaç yürütüldü, yargı burada araç olarak kullanıldı” şeklinde konuştu.  
 
Savunmasını yaptığı SEGBİS alanında zorluk yaşadığını yeniden dile getiren Gültan’ın talebi mahkeme heyeti tarafından yeniden reddedildi.
 
Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi. 
 
 
 
 

Etiketler:

kobanê dava